I.
Güzel dokunurdun
-dokunmayı severdin
canın çektikçe-
ama bilmezdin
dokunan kim
ve kime

II.
Anlamıyordum
kapıymış gibi
yüzüme kapanmayı neden seviyordun
Başka oyun mu bilmiyordun?

III.
Harflerin üzerine şapka koyan
ellerini özledim

IV.
Atzesivano’nun elindeki bıçakla
İbrahimin elindeki bir mi
Biri koçu çağırır
diğeri cehennemin dibini

V.
Satırlar nankördür
Tutmazlar bazen sahibinin elini
Bak Virginia’ya
o da bunu -benim gibi-
zor yoldan öğrendi

VI.
Mutluluğa “yosma” diyor
bazısı
Kendisi ile değil de
hep başkalarıyla
yattığından mı

VII.
Sular kan kırmızıysa
Musa ne yapsın
İçemezsin değişmeden
yunamazsın

VIII.
Duydum
Hala o sevdiğim
geceliği giyiyormuşsun

IX.
Babam şiir sevmeden şiir yazardı
Kusmak için
parmağını kullanmak gibi bir şeydi
onun için şiir

X.
Sabahları bir kadın geçiyor sokaktan
Saatin 08.02’sini
hep somurtarak geçiriyor
Elindeki market poşeti bile tedirgin
ama görmüyor

XI.
Bazen öyle olur
Veda etmeyi beceremeyenler
çay üstüne çay söyler

XII.
Yeterince’den fazlasını
söylerdim hep sevgili
Bu yüzden dudaklarım ve dilim
bendeki en sevdiklerindi

XIII.
Savaş olmayınca barış olacak sanıyor Cemil
Bıyıklarınca barış
ve alnındaki çizgilerce
Cemil diyorum
Sevgi adına kurutmuyor mu çiçekleri
aşıklar bile
Elini bıyıklarına götürüyor
ve alnındaki çizgilere

XIV.
Yeme yürüyen kuş gibiyim
fark etmeden ökseyi
İstersen gel
herkes gibi
yağmala sen de beni

XV.
Yüzümü yıkamadan önce
çaydanlığın altını yakmadan önce
çiçekleri sulamadan önce
ilk iş
saçlarını öpmedim mi
büyüsünler diye

XVI.
Sonra sayfanın köşesine
en sevdiğin çiçeği çizdim
Güneş çizdikleri yere
herkesin

XVII.
Eşlik etmiyor değil mi kimse
dudaklarında döndürüp durduğun
o yarım şarkıya

XVIII.
Yudhisthira
köpeğini almadılar diye
cennete girmeyi reddetmiş
Ben her şeyden vazgeçerdim
tek kalemde
tekrar koynuna girmek için






Özgür SARAÇ / Râzı