Sakalına Çığ Düşmüş Bir Rüzgarı Kendimle başlayacak olursam eğer Eski bir adamım ben Çok eski… Unuttum kaç yaşındayım Belki sonbahar çocuğu Belki akrep burcundanım Bakmayın denizleri pupa yelken gezip Yıldızlarla konuştuğuma Yalnızlıktan başka limanım yok Belki Arşipel Belki Akdenizliyim Unuttum hangi çölden geldim Unuttum içimde kaç kum fırtınası eskitim Belki Kalahari Belki Gobi Belki Namib’liyim ıı Kostak bir kartaldım Kanatlarımın gölgesi de konaklardı kuşlar Gel gör ki… Kanatlarımı kıra kıra Dar ettiler bana bu kallavi göğü Aldığım nefesi bile zehirlediler Yedi kavim yedi koldan üstüme çullandı Gözü dönmüş cinnet komalarında Ölü toprağı serdiler gülüşlerime Taştı yüreğimin ırmağı Şiirlerin alnacına astım kahrımı Okumak zahmetinde bile bulunmadılar ııı S e n... Mevsimsiz kardelen Dudaklarının kıyısına nakşettiğin müstehzi gülüşünle Baştan çıkarma içimin nehirlerini Rus ruleti oynar gibi Tetik düşürme kalbime Saman alevi sevdanla Yanık türküler gibi yakma yüreğimi Aşk için… Bilsen ben ne gemiler yaktım Bir intihar şelalesi gibi dökülüp aşkın uçurumlarından Bilsen kaç aşktan sağ çıktım O aşklar ki bıçak yarası O aşklar ki yüz karası O aşklar ki Allah’ın belası ıv Şimdi ikide bir bana -Es deme… Esersem, fırtına olurum ipek saçlarında -Öp deme… Öpersem, yasak elmayı ısırır gibi öperim Tenin incinir çorak dudaklarımda Kınsızdır benim sevmelerim Çifte su verilmiş kılıç gibi keskindir Hangi cenneti vaat etsem Cehennem olur sana Hangi baharı müjdelesem Zemheri… v Eski bir adamım ben Çok eski… Sakalına çığ düşmüş bir rüzgarım Yıllar önce… Baba yadigarı bir silahı çaputlara sarıp Toprağa gömer gibi İçimde bir yerlere gömdüm aşkı Kimseler bulmasın diye İçimin patikalarından sildim bütün izlerini -Bul deme… Bulamam Ben bile unuttum yerini |
tebrikler kocaman
selam ve sevgiler