Yitik Hatıralar Vadisi
Vadilerden esen bir rüzgarla uyandım,
Kelebekler süzülürken, bir anının peşine takıldım, Tırtıllar çayırlarda gezerken, ben de onlara katıldım, Eskiden mantar aradığımız günleri anımsadım, O günler kayıp, ama hatıralarımda hep canlı; Gavur pancarları kayaların arasından çıkmış, Çirişlerin sarı çiçekleri, birer hatıra gibi, Bulutlar yağmur taşır, sanki eski dostlar gibi, Turaçların ötüşü, akşamın habercisi, Bu vadide her şey, bir zamanlar olduğu gibi; Eskiden bu vadide yürürken hissettiğim huzur, Şimdi sadece bir hüzün olarak var, Ama yine de burada, o eski günlerin izleri, Doğanın kucağında, kendimi buluyorum yeniden, Her şey, bir zamanlar olduğu gibi, ama bir o kadar da farklı; Rüzgarın taşıdığı hatıralarla dolu bir dünya, Güneşin altında, bir zamanlar bizdik burada, Şimdi ise sadece hatıralar canlanıyor, Ama bu vadi hala beni çağırıyor, Her köşesinde, bir anının yankısı duyuluyor; Bu mevsim, geçmişle bugünün kesiştiği yerdeyim, Her yaprak, her çiçek, bana eski günleri hatırlatır, Doğa, bana en eski dostum gibi gelir, Yitik hatıraların vadisinde, Kendimi bulurum, hatıralarımın peşinde; O eski günlerin kokusu sinmiş toprağa, Mantar peşinde koştuğumuz anılar, Nefesimizle ısıttığımız üşüyen eller, Yorgunluğumuzda bile bir gülümseme vardı, O anların sıcaklığı var bugün üzerimde; Bu vadide zaman durmuş gibi, Her şey birer anı, hatıraların içinde saklı, Eskiden kalma mutluluklar, şimdi hüzünle karışır, Ama her şey yerli yerinde, Doğa hala bizi bekliyor, eskisi gibi; Erol Kekeç/29.08.2024/00.10/Sancaktepe/İST |