Sevdanın Kurşun YüküŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Belçika BTDB, Mehmet Akif’i anma ve Edebiyat Günü şiir yarışması; Türkiye’den katılım dalında BİRİNCİLİK ödülü
Kafdağı’nın buzulu kaplasın yüreğimi, İçinde sinsi volkan hiç sönmüyor nasılsa. Dumanlı zirvelerin gözde büyür eğimi. Her umut bir Hüma’nın kanadından asılsa, Akıl, kalbin yolunu: Umutsuz bir aşka der, Sabır taşlı sineme dumanlı bir baş kader! Sevdan gelir aklıma, hani o bir zamanlar, Kale burcunu sarsar, surda çeper delerdi. Hangi şarkıyı duysam gönül hep hüzzam anlar, Zincirlenmiş dağlara simanı perdelerdi! Şimdi doruklar karlı, bir dumanı, bir isi... Baş eğerken bir zirve, baş kaldırdı birisi! Söyle kalem bu nasıl kadir kıymet bilmektir, Ben sevgiyi yazarken niçin sende uç kırık? Gönlümün feryadına atılan bir ilmektir; Boğazımda zamansız düğümlenen hıçkırık. Kimdi, ak güvercinim meçhule veren seni? Kartalların pençesi tutmuş narin enseni! Gönül, özleme inat sadakat erdeminde; Yıllara meydan okur, kavuşma hülyasından. Düşlerde gelin üzgün hicranın her deminde, Duvak olup yüzüne inmeyen tül yasından! Ayrılığın ayazı bu kadar kesici mi? Sarıldı mı bedene, çözülmüyor sicimi! Sevdanın kurşun yükü var iken üzerimde, Vuslat ufuklarından nasıl göz kaçıraydım? Sen ısrarla şafağın tülünü süzerim de, Ben her zifir gecede yanan başka çıraydım! Hasret sicimle indi mümkün değil uyumak, Ne başı var ne sonu kördüğüm oldu yumak! Kördüğüm yumağına sitem ettim öyle mi? Taç edildi başıma senden gelen her belâ. Çığlığın bestekârı kimden aldı söylemi? Bir yanım Sibirya’ydı, bir tarafım Kerbelâ. İbrişimi gene de değmedi hiç kimsenin, Gönlümün gergefinde simli tek resim senin... Kurşun yükü taşıyan gönlümde yas ağırken, Sırra kadem basan var sevdamın yok umarı. Sağır sultan işitti feryadımı sağırken! Senin için oynandı ömrümün her kumarı, Medet umdum yazıdan sana mahsus turayım. Sen dön ki ağıt yakan kalemi susturayım! |