ERGUVANLARIN HATIRALARIYıkanmış ve taranmış bir gökyüzü ile karşılaştık. Sımsıkı giyinmiş, düelloya hazırlanmıştık zamanın gölgesinde. Köprüden bakıyordum zamana, Hüzünle akıp gidiyordu. Düello deyince soğuk olur ortalık, Ayıklanmış duygularla konuşur insanlar. Hangi canlı kazanabilmiş ki bu düelloyu? Bir anı defteri tutuşturmuşlardı elimize çocukken. Havaya ,suya, toprağa ve ateşe dairdi. Boş vermiştik, anlamamıştık biz bu defteri. Ve küçükken, "Erguvan" adlı bir kitabımız vardı Erguvan çiçekleriyle dolu bir kitaptı, Gözlerimiz dolardı okumaktan, Öncesi beyaz olurdu çiçekleri. Sonra pembe mor arası bir renge dönerlerdi. Baharı müjdelerdi. Sonra unuttuk her şeyi. Hatta erguvanları bile. Şimdi büyüdük, saçlar beyazladı. O beyazlar baharı müjdelemiyor tabi ki. En azından ilkbahar umudu değil. Zamanın akışında, sadece bir iz bıraktı geçmiş, Ve biz, savrulduk hatıralarda. Erguvanları anarım bazen, Ama hiçbir şey geri gelmez, Zaman akıp gitmiştir zaten. |