İki HeceŞiirin hikayesini görmek için tıklayın An-ne, iki hece sığmaz cihana!
....... Yorgun ayaklarım taşımakta üşengeç… zamanın akışına bıraktım yol ardı yürümeye çalışıyorum. Sıkılgan bir hırka üzerimde ansız türeyen şakayıkların fısıltısında sızlıyorum. Tepeler yol kesmeye and içmiş gibi kayboluyorum bir sağa dönüyorum bir sola… bir ardıma bakıyorum bir önüme… ıssızlık çiğ olmuş ezilirken bir hüzme arıyorum gökyüzünde… yıldızlarda kandilsiz hiçbiri yön vermiyor gömülmüşler sensizliğe Hatırlamıyorum en son ne zaman baktım sana karşımdaki silüet sen miydin ben miydim anlayamamışım hala! Titrek bir bayrak diktim vatanıma korkularım dahi işgale uğramakta… Nerdesin? hangi çıkmaz savurdu hangi rüzgâr yelkenime sokuldu ben nasıl geldim bu diyara? …..&… -------- ------ ---- Yorgunum, titrek ayaklarım adım kısmakta… daha birkaç gün önce kucağında ertesi gün dizinde dün koşmaktaydım. İki hece arasında ne kadar mutluydum Kanatlardın gölgelerdin ah şimdilerde yanımda olsaydın… sarsaydın dualarla yaralarımı okşasaydın nasırlı ellerle saçlarımı… gitmek sana mı kaldı anne! Yol gözlemek evlada mı düşer anne! Tut ellerimden sana her günümden daha muhtaçken sar kollarını sensizlik hırkası daha çok üzerime sinmeden… &&&&& ………….. …………. Korkuyorum anne ışıksız kaldığım hücremde sensizliği öğrenemedim ki öğretmedin ki babamsız geçen yıllarıma dayanak kırağı dokunmasın diye üzerime saçaktın şimdi hangi dal tutundurur beni hangi değnek tutar ayakta hangi dağ yamaç olur hangi dua korur kim kerteriz olur yoluma… &&& …….. …….. Hatırlıyormusun anne kaç yaşlarımdaydım? Bir gül getirmiştim sana. Senin yanakların gibi al al, Kokun gibi misk kokuyordu Önce kaşlarını çatıp sonra tebessüm ederek ‘’nerden kopardın’’ diye sordun… ardından incitmeden okşarken gülü keşke dalından ayırmasaydın diye lafını soktun… Haklıydın anne hiçbir gül dalından kopmamalı hiçbir gonca gülünden ayrı kalmamalı anladım anne yıllar sonra seni öyle batmış ki o söz canıma bir daha hiçbir güle dokun/a/madım…
Gölgemin karanlık tarafı
Dökme matem üzerime Bin vah’ımdan birini İstesen de veremem Cennet sürsen damenime… ….. ….. ….. Ey can yongam! En acı-yanım, Çatlıyor sensizlikle kuruyan damarlarım hararetle akıyor yüreğime Kimi geçkin bir şafak Kimi mehtabı eksik gece Sen, Sen, Sen! Eksildin ya Gün doğmuyor üzerime! …. …. …. Sokulurdum yanına korkardım göğün sesinden Sarılırken cennet kokunla En tatlı sen öperdin En güzel sen severdin Hatta kızarken bile sen ne güzeldin! ….. ….. ….. ….. Erimeyen şeker vardı sanki ağzında Merhamet saklıydı ses tonunda Bırak bir canın incinmesinden sakınmayı Çiçekleri sakınırdın parmaklarından Neden? Neden bu kadar iyiydin Yıpranmasın diye çevren Hep kendini bitirirdin… ….. ….. ….. ….. Küskünüm sana Anne! Sensizliğe alıştıramadın Ansızın giderken mutlu mutlu Beni dünyada bıraktın… halil |
Yıllar géçsede ben hala o küçük kızınım bak dizim deiğil ruhum aciyor üflesene anne diyesim geliyor
Alışılmıyor