Kiraz AğacıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir soluk kadardı. O soluk ki
tüm ömrü soluksuz bıraktı.
Hani dağ kulübesinin yanında
Kiraz ağacı vardı! Etrafını sarmış kızılağaçlar içinde Ne çok yalnızdı… Hiç arlanmadan sığınırdık kollarına Gövdesini dağ ederdi sırtımıza Kuşları çağırır Rüzgârları şarkılardı yapraklarıyla… Biz yüzüne vururken yalnızlığını O saklardı bizi yamacında. Gözlerinden alabilseydim kendiceğzimi Belki sorabilirdim yalnızlığını Etrafındaki kızılağaçlar kadar bencildik! Kimseleri göremeyecek kadar Kör ve deliydik aslında! Oturup hemhal olurken altında Ne kadar da vefalıydı! Şefkatiyle gözetirken Arka fon müziğiyle Daldırırken bizi bize Duyurmamak için müziğin sesini açardı… Okyanus gözlerine bakarken Derin dehlizlerde gezinirken Bozardın düşlerimi ‘’Burada mısın’’ derdin ya Hiç olmadığım kadar senleydim sükûtlarımda Kalabalık yalnızlıkta bir kiraz ağacı İsmi var mıydı acaba? Sormadık ki… O da söylemedi Ne kadar da kabaymışız… Kimi çıplak kaldı Kimi kapandı karşımızda Bir asır beklemiş gibi Dik durmuş yalnızlığıyla… Bilir misin kaç kez gittim o ağacın altına? O yalnız ben yalnızdım Dertleştim saatlerce… Biliyor musun? Görmezden gelişlerimizi Hiç takmamış kafasına Huşuyla dinlemekten erinmiyor Dökülen gözlerime Yapraklarını dökerek eşlik ediyordu. Anladım ki o da bana ağlıyordu! O dökerken yapraklarını Ben çoktan dökülmüş sarılmıştım toprağına! Hani sözümüz vardı birde şarkımız ‘’Beni unutma’’ Nasıl unuturdum ki hafızam bende oldukça… Ve sonra… Bir jetonluk hikâye… Kuş olsam kırılsın derdim kanatlarım Sensiz uçamasın semada Balıksam yırtılsın solungaçlarım Nefessiz kalsın derya da İntihara meyilliydim de İnancım mani olmuştu ya Bir suskunlu hayat başladı Kiraz ağacını da kesmişler Bir başıma kalmıştım En beklemediğim diyarda… Kızılağaç sarmalında yalnız Kiraz ağacı Ne çok benziyordu bana O parçalanıp hangi ocakta yandı? Bense sensizlik ocağında! Not Resim : Hilâl Meral |
O da olmayınca,,eksiliyor insan günbegün ömürden….
Kutlarım,saygı ile…