Ölü kelebekŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ben o yaşlı mavi kelebek ,büyük annenin ruhu
ŞİRVAN
Özür dilerim Şirvan Tez göç ettim aranızdan çekildi canım kahrımdan öldüm Bende isterdim yoksa az yaşayıp Çokça mutlu olmayı. Sen küçücük bir çocuktun Şirvan , Hep böyle muzur ve çokça mahcuptun Bir yanın göçebe bir dağ gibi karlı / Sislerin hüzün kokardı hiç konuşmazdın Bir yanın deli atlar gibi hesapsızca özgürlüğe koşardı. Sen encok koşmayı ve konuşmayı severdin & Bu yüzden hep susar ve hiç koşmazdın Şirvan Ben seni babasız büyüttüm . Babanı Uludere’de kaçak denilen On paralık ekmek davasında Bedavaya vurdular . Babanı vurdular ben öldüm . anan beş çocukla dul kaldı yeryarıldı içine düştük . kuraklıktan bağları kanla suladık Bostanlar çiçek acamadılar utancından Kıtlık oldu, Ve sen hiç aglamadın Şirvan bir türlü ögretemediler sana aglamayı . Kardeşlerin Yetimlikten hiç büyüyemediler Şirvan Damsız evimizin kulpsuz kapısı gibi boynunu büktüler hep . Sen küçücüktün Şirvan , beş kardeşin en büyüğü Küçücük abi babaydın. Ben hastaydım Şirvan ,annen naçar . Sen biçare ve sonra bir hışımla eve koşup Tahta sedirin altındaki kutudan silahını çıkardın Bir kalem ,babandan kalan eski bir defter O gün bu gün yazıyorsun Şirvan Annene paltolar, yün çorap ,kızlara toka ,tülbent eşarp , kuru ekmek yazıyorsun oglanlara pantolon gömlek ,oyuncak Mutluluktan salıncak yazıyorsun. Banim romatizmalarım azardı en çok Sen güneş yazardın, kum yazar Levhaya asardın Köyün kızlarına güllü fistan yazardın. Eskiden ne güzeldi bu bağlar kuyular billur suyla dolardı Ahhh Şirvan defterinin yaprakları solmuş Ben gideli buralara olanlar olmuş Üzgünüm Şirvan/ hoşçakal. Uludere katliamında ölenlerin anısına itafen. |