Düşlerden MasallaraŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ve masallardan gerçeklere ..
oysa
saf bir düşten doğmuştu masallarımız yanlışı da hatayı da hayatı da aynı anda kılı kırk yararak yaşadık zembereği yaralı bir saat gibi zamansız ve anlamsız kaldık kırık bir keman gibi hüzünlü ve ağlaklık varlığın bilincinde yok sayıldık çevre nesnelerde anlamını öksüren öznelerin yükleminde yok sayıldık vicdan azabı gibi sırıtan mahkemelerde günün bilge yüzünde bile insanlığın ezber defterinde şiir dışında her yerde aziz soylu çeşmelerde bile sabıkalı sayıldık kör alfabelerden giysiler biçtiler üstümüze büyük harflerin dininde münkir bir cüceydik sadece tok bir söylencedir kimine bu hayatın yanılgısı ve hatası ikisi de açlık kokusuyla bir öpücük kondurmuştur tene kederini bir bohça gibi sırtına yüklemiş bin yıllık bir yükün vebalidir omuzlarımızda acısını taşımışız viran hayallerin yüzümüz aynı topraklarda çürümüş kefen giysileri dışımız siyah bir fotoğraf sergisi acı bir derin uykudur bağrımızı kemiren eskiden kalma bir miras gibi tutunmuştur ruhumuza bazen çekmek de ölmek de birdir orada dünyanın duvarında yararlı sayfaların arasında bile takısız kaldık bu sabah da uyanamadı yaşına sıkı sıkıya sarılmış gözler ölümü o kadar çok iyi tanıdık ki biz ölürken bile hiç çırpınmadık ölümümden herkes sorumludur _boran |