İntihar Renkli Bir YörüngesizlikKışları Ülke Yaptık Kendimize İntihar renkli Bir Yörüngesizlik caddelerde eylül telaşı yaprak kurusu gönlümse hala nisan yeşili sözlerinden mi damladı bu sabah yağmuru ellerimin en ağrılı yerine ne dersin ellerim ne zaman sana dokunmasa yalnızlığımla avunur üşürüm bilirsin nasıl ki kışları ülke yaptık kendimize gözlerimizi çok gördük birbirimize ufkun avuçlarında ağlamak tek atlasımızdı yıllar bir senin güzelliğinle görkemli Leyla gibi neye uğunduğumu bir bilsem böyle üşümeyi özler miyim hiç yarı aydınlık ıssız mı ıssız çocukluk şehirlerinde kasaba yaralarıyla da desem yanılmış olmam sevgilim içimdeki hayat kepenklerini indirirken ömrüme kötürüm dudaklarıyla bir yangınsızlık yanılmaların alevlerine bırakır düşlerimi kendi gözlerime çivi çakar gibi zamanın dışındayım artık bir başka bambaşka bir ölümse benim içimde iki arada bir derede kalmış çocukluk konuşur: ağlaşırız asma damlı çardağımızın göğermesiyle yabancılaşırız biraz daha biz ömre az geliriz ömrümüz sığmaz yüreğimize bilekleri kesilir mevsimlerimizin artık her bahar intihar rengi bir yörüngesizlik babalar gibi yanacağız sevgilim dünya olacak tek teneşirimiz ölerek aralayacağız mutluluğun kapısını ağacın yapraklanışı kadar doğal neresinde olursa olsun çelişkinin kazanan biz olacağız sevgilim bu aşkı yanacağız ya babalar gibi acılarımın tembihini tutuyorum seni terk etmeyerek dilimin ucunda gözlerimin budanışı sensizlikle gürleşerek akmak için tüm sana bakmaların yatağında dudaklarım acıyor öpmeliyim sözlerini son sözünü söylemeden zaman Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |