Mapushane Duvarı
Bir mapushanedeyim,
Buram buram denizin kokusu gelir, Gemilerin sesi çınlatır kulağımı... İşitirim,koklarım lakin göremem; Karanlık,zifiri karanlık, Her yer mapushane duvarı... Bu duvarlar ki bana arkadaşlık eder, Üzerine yazarım,çizerim, Mehtabı seyreden aşıkları... Lakin ay ışığı vurmaz artık penceremden, Denizler mehtaba hasret, Sahillerse suskunluğa esaret... Bir mapushanedeyim, Hayal meyal hatırlarım gözlerini, İdam fermanımı yazmasan da O an cellatım olur gün ışığı... Savurur beni bilmem hangi zamana, Bir gün ışığı,bir de ay ışığı... Gelip gider gemiler bilmem hangi limana, Lakin ardından koşamam, Ne yazık ki dokunamam... Çok yakındadır, Belki de bir nefes kadar, Lakin ay ışığı küsmüştür bize, Bir daha aşık olamam... Bir mapushanedeyim, Beklerim bir gece vakti; Herkesin uykuya daldığı vakitte, Ay ışığı vurur mu diye penceremden... Beklerim gelip giden gemileri, Bir gün kızıla boyanacak denizi... Üşürüm bir gece vakti; Ruhum demir parmaklıklar ardında, Bedenimi dalgalar savurmakta... Lakin yine de beklerim, Bir gün ay ışığı vuracak penceremden... Mapushane duvarlarına yazsam da dizelerimi, Bir gün bu dizeler dökülecek dilinden... Lakin korkarım, Ölümden öte o solgun gözlerinden... |