Bir Ekim Sabahı
İşte gidiyorum bir Ekim sabahı,
Son türkümü söylüyorum... Şu dağlara,şu Toroslara, Belki de son defa bakıyorum... Çobanlık yaşım geçse de, Acep ne der şu körpe kuzular, Merak ediyorum... Ölümden ötesini bilmesem de, Toprağın kokusunu alıyorum... İşte gidiyorum bir Ekim sabahı, Kuş uçmaz,kervan geçmez bir diyara... Yanarım da ona yanarım, Kır atıma binemedim doyasıya... Dilim varmasa da söylemeye, Ben kundaktayken ölmüş babam, Öpemedim,sarılamadım doyasıya.... Elveda demek gelmese de içimden, Son defa bakıyorum şu yüce dağlara... İşte gidiyorum bir Ekim sabahı, Dostların dilinde dolaşsın adım... Dünyaya kim çivi çakmış ki Ben fazlalık yapayım, Bu dünya kime kalmış ki Ben eksik kalayım ... İşte geldim, gidiyorum; Yetmişime merdiven dayamışım, Ne bir servetim var,ne de ahım, Yeter ki dostlar beni unutmasın... _________________________________ NOT:Şiirde kendi hayatımı anlatmıyorum,8 sene önce vefat eden dedemin hayatını anlatıyorum. Onun ağzından yazmaya çalıştım. Sürçü lisan ettiysek affola. |