Her Ay Hilale Çaldığında
Karanlık bir dehlizde seninle kurduğum
düşler miydi, Ruhumun en güzide satırlarını aydınlatan ve elaya çalan gözlerin... Ansızın dizelerimde beliren gün batımının akşamı mıydı, Hani şu ufukta beliren gemileri izlerken eriyip giden saç tellerin... Apansız elime tutuşturduğum bir kalemin son satırları mıydı, Dizelerin içinde boğulurken,kaybolurken ki o solgun bakışların... Belki de uykuyla uyanıklık arasında izlediğim tatlı bir rüya mıydı, Seni her gördüğümde mısralarımda beliren o rengarenk Anemon’ların... Çılgın denizlerde savrulurken yaralı bedenim şuursuzca beklemek miydi, Sanki o bekleyişlere,o vazgeçişlere gebeydi şu mahmur bakışların... Amansız dalgalarda şu mahzun kalemim güneşe hasret miydi, Belki de hilali görünce sustu şu dizelerim ay ışığında kaldı salınışların... Her yer ölüm sessizliğine bürünmüştü sanki Geriye anılar ve kayboluşlar kalmıştı, Ve kalemini gömmüştü bir sahil kenarına Kağıtları yırtıp bir gemi yapmıştı sonsuzluğa, Son olarak da şu sözleri söylemişti şair; "Gecenin bir vakti her ay hilale çaldığında, Her baktığımda,bil ki seni hatırlayacağım, Varsın o gecelerde de güneş doğmasın..." |