Beyaz ve ölümkırık bir hüzünle başlıyoruz bahara güneşi öldürüyor kuşlar ne vakit toprağa ölüm düştüyse küfleniyor yeşiller solgun masalın buğusunda yaşamak benimle yürüyor kendini asan seslere şehrin ortasında sarı yalnızlık ve su testileri gözlerime yürüyen saatlerde ne mümkün umudu başka bir yolculuğa hazırlamak her yerde aynı gemi aynı aşkla çalkalanırken denizlerde beyazlar sürü siyah toplarken aydınlıktı aslında göçün anlattığı geceler çünkü her doğumun annesi her insanın dalgın bir ölümü vardı bilmediğimiz yerlerde ki şeytan camlara nakış işlerken yinede mavi gözlü olmalı hayat zerrelerimde yalan yeni yeni bohçaları taşırken sessiz ırmaklara sararmış birer resim bilidiğim tüm derinlikler esmer cümlelerimin yanına biraz beyaz eklesin yağmurlar kimbilir sahipsiz çocuğun dilinde mezardır kalan gitmeler kırık bir hüzünle başlandı bahara güneşi öldürdü kuşlar ve içimdeki bütün geceleri ne vakit gözümü yumsam gördüğüm aynı yüz aynı selam/la ... |
kendin için yapılan törene kendisi katılıyor insan bazense .
hiç kimseye uygun olmayan bu mevsimde topraktır her şey
tahammülse daha zor
tebriklerimle .