3
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
529
Okunma
Büyük Şair Sezai Karakoç’un ölüm yıl dönümü vesilesiyle 16 Kasım’da başlanan ama vakitsizlikten ancak tamamladığım bir çalışma. Ölümsüz şairlere minnet ve saygıyla….
Hüzün yas, yas sır taşır yüreğime
Karanlığın perdesi iner beyaz yatağa
Gece yüzünde aydınlanır Rosa
Ve titrer lâmbamda aşkın alevi
Sarı saçlar deli gönle bağlanır
Bağlanır da gönül gama bulanır
Bir yanım siyah güller vadisi
Bir yanım sarı saçta sallanır
Ömür har-ı gam, seyr-i sefa
Her insan sevdiği kadardır Rosa
Gülmek kadar ağlamak da nimettir
Ve sevgili…
Berrak sularda bazen bulanık akar
Ne Mona Rosa, ne de siyah güller
Ne sarı saçlar, ne de bir Mihriban
Çok izler bıraktı zamansız gidenler
Dönen de olmadı gittiği yerden
Geyve’nin gülleri sahipsiz kaldı
Zambaklar kuytuda uykuya daldı
Söylesene Rosa, sende duydun mu?
Aşkın şairleri toprağa düştü
Ömür bir yılkıymış hoyratça koşan
Aşkın kor bahrinde hesapsız coşan
Gâhi deli rüzgâr, gâhi taşkın sel
Kurcalama Rosa, ölen de yaşar
5.0
100% (10)