Katiline Aşık Kurşun Hamalı
ateşle kar arasına demir atan masalların
yoktur mesafesi! an’dan gayri uzağa düş’müşüm biraz gururdan biraz da esrarından öte belli ki turna sürüsü çekilmiş yorgun bir göl yatağı yüzüm toprak hatırına nice nice üzülmüşüm belli ki denizlerin üstünde gemileri kaybolmuş bir türküyüm serseri bir kurşunun hamallığında katiline âşık alnından vurulmuş tebessüm salıncağında zülüflerin dalgalanır göğün morla çalkalanan yalnız bir sala düşmüşüm yıllarca kürek çekmiş sonsuzluğa nazarım sen ki hâla bir şehlanın mihenginde hüzzam bir kavalın sesindesin bu melodi uzun bu melodi nice coğrafyalar deler emanetten çıkmışım sorma nasıl bir zora düşmüşüm sen hâlâ bahar yağmurları altında ben susuzluğun bayramında giderken kime bıraktın yüzünü a gülüm sen ki tiryaki bir çiçeğin küllerine kıvılcımlar düşüren bendeki efkârı bilmeyen sen ki hâlâ kedersiz bir tarihin tahtında ben yaban ağrıların taşrasında bendeki tarumarı görmeyen sen hâlâ sefkat dilenen bir çocuğun en dâre yüreğindesin gökkuşağının kırılan rengine güvercinler süzülür yeniden bunalan iklimlerin kalbine cemreler örülür yeniden bak aşk diye yine gelincikler ağlatır dağları siyah tangolu haramiler kuşatır yolları yarı aşina yüzüm birazı sabıkalı birazı kaçak gün doğuyor yine önünde diz çöküp yalvardığım ben kötürüm bir gecede sen hâlâ yorumlanmamış bir rüyânın en derinindesin _boran |
Ruhi Sunun sesinde soylendi türku tadinda ruhum
Ödülü siirdir benim nazarımda
Şiir bizimdir artık
Teşekür ederim
Saygılar