Zulmün vuslat haliSelam sana tanrım Benim ben Sunağına sunulmuş hüzünlükent Annemin okşayışı saçlarımda Babamın görgüsü yanaklarımın pembesinde Dünya ve çatal kapılar Hayallerimin izbesine muhtaç düşlerim Özümde hiç büyümeyen bir kız çocuğu Ruhumu talan eden kör beyaz aldatmaca Oysa hep iyilik ve güzelliğeydi dualarım Karanlık hallerimde kaygılı bir ses Kuş tüyü yastıklarda evham birikintileri Göğsümün kanlı şafağında yoksul ümitler Alnımdaki terin vebali çeyizimde açılmadık bohça Yanağımın yangısında babamdan yadigar parmak izleri Ölümle zulmün vuslat hali Damarlarımda serin bir serumun ikilemi Gecelerime sığmayan vasiyetimi Kirpiğimdeki incili hecelerime sorun ki Zira en iyi onlar bilirler Neden boğmaca bir geceyi bitirip de Tan vaktine eremediğimi Saksımın sakıncalı toprağında Mühürsüz bir kuruluk Kelebek ömürlü tutkuların Nümayiş etiketli panaroması Ne mümkün unutmak dünde kalmış güzellikleri Ve gülümseyen yüzleri görmek Kangren yaralarıma ilaç gibi bazen Varlık birlik ve dirlik Şahbeyitimde özümün özel çağrısı Bir nefesle yarıdan da yarıya düşerken içimin yangısı Şahsiyetim olmasın kapattığım kapıyı yeniden aralamak Ki bakışları karanlıkta kalmasın Yalnızlığımın yoldaşı bez bebeğimin Güneş ıssız Ay ışığı lal Mısra mısra iç dökümü Kurşunun ya da mürekkebinle Kıyamda durdururken harfleri Beni soracak olursan Kalbimin geçmeyen yorgunluğuna Eşlik ederken romatizmal sızılar Kentim hala gözlerim kadar hüzünlü biliyor musun Beni her daim hükmü hüsranla müjdeleyen kalemim #hüzünlükent |