Hüzün mevsimi
En çok sana yazmak istedim
En çok seni Çünkü Bir kahve kokusu kadar güzeldi özlemin Şehre gecenin kasveti her çöktüğünde Sensizliğe üzülmüyorum diyemem Ki üzülmüşlüğümü Uykusuz kaç gecenin karasına not düştüm ben bilirim Ulaşılmaz olsaydın Tamam derdim. O çok uzakta Oysaki bir şiir yakınımdaydın Bana uzun uzun destanlar yazdırmanın anlamı yoktu Hüzzam şarkıları çınlarken kulaklarımda "Dokun bana dokun hasretinden öldüm" Nakaratında gözlerimden şiirime dökmezdim seni Bana hece şiiri yaz diyorlar Sen bilmedin ki bana yaz diyenler bilsin Acılarımın heceye Aşkımın dizelere sığmadığını. Telaffuzu yok sevgimin Telafisi imkansız hissettiğim zararın Sormak geçerse bir gün nasılsın diye aklından Sorma bana nasılım diye Bildiğin gibi iyi Bilmediğin kadar kötüyüm hala Yüzümün aksanında acılarım konuşsaydı Kalbimde ki ağrıyı anlatırdı sana Sorma bana beni Gözlerim hüzün mevsimi Kirpiklerim sararan yapraklar gibi Ve ben suskuma saklarken hasretimi Yanaklarımı sildikçe ellerime dökülür Sevgi muhafızı kadın adım Belki Biliyorsun Belki de bilmiyorsun Bu aşk seni katil Beni şair yaptı Sendeki gurur göklere uzanan gökdelen Ben bir gözyaşı damlasında minik bir zerre Unutup adanmış adakları Düşsek de dönüşümsüz bir yola Kurtulamıyoruz bir türlü Kapımızı çalan hırsız hazandan Sevmek Sevmekse kanadı kırık göçmen kuşu bundan sonra Kahve kokusu olmayan sabahlarıma Hüzünlükent |
gökyüzü ağır bir palto gibi düşüyor omuzlarıma
mevsimler sırayla büküyor dizlerini
bir tek senin adın direniyor karanlığa
şimdi her kelime bir isyan mektubu tanrıya
her suskunluk bir zincir yalnızlığın boynumda
şehrin kasveti camlara vurduğunda
rüzgar hüzünle dolaştığında dar sokaklarda
adını taşırım ellerimde
ağır soğuk ama kutsal
sen ki bir kahve kokusu kadar tanıdık
ama bir masal kadar ulaşılamazsın
tebriklerrrr🙏🙏🙏🙏🙏🙏