Speranzaİnsani eski bir öykü... Gece soyunurken telaşlı teninde deniz çalkalanır ürpererek gökten aldığı renkle yansır gözleri duru teninde soyunurken ay eğirmeden saçlarını güneş göç gelmeden bedenine yıkan arın suçlu çocuk gözlerinde begonviller açan göğsünde soluklan bir süre! Speranza yaklaş ve dinle kaç kez seviştin acının iri cüssesiyle kaç kez sığındın kendi mabedine dök eteklerinden içindeki gizli kederleri ömrünü sıva alnına utanırsan tanrının gözlerinden sazlıklara saklan söz ekip sessizlik biçtiğin hayatta kaybederek büyümedin mi ömür solduran bu dönen dünya ruletinde hep boş gelmedi mi bahtına! ne çok yıkadın adının suyunda yüzünü ellerini aşkla durulayıp hüsranla kuruladın derinden gelen büyünün armonisiydi çalan susmak bilmeyen acının yükselip alçalan notası göğsünde arp sesiydi için için sızlanan tınısı! güzel Speranza ay kararınca omuzlarında ağırlaşır gece ruhundaki ölüler yürür sislere irislerinden düşlerini söker yıldızlar acı sudur yüreğinin sarnıçlarında dolaşan hasret ve derin yazılmış kitabe gibidir alın yazısı… kaç hatıra kalır menevişli göllerin yüzüne ve sen ne çok kadının gözlerisin Speranza! düşünsene çark kimin elinde! Speranza; umut. Neslinan Yazıcılar |
İlgimi çeken bir şeyi paylaşmak istedim, bu şiirim kadınlar adına yazılmış bir şiirken tek bayan olarak yorum sevgili Yağmur Gülü'nden geldi başkada söylecek sözüm yok...
Teşekkürler Yağmur Gülü...
Şiirle kal, şiir gibi yaşa...