Akşam çekilirken eteklerinden yukarı doğru gece açarken bağrını cesurca semaya ay buluta saklanır yıldızlar çatılara Gülece kendine...
gözleri iri iri açılır güllü fistanı oynaşır dal dal savrulur gün görmemiş beyaz bacaklarında rüzgar kekik kokulu dudaklarında dağ çiçekli umutlar yeni yetme göğüsleriyle tazeydi yaşı dünyaya çizilmemiş ovalardı gözleri Salvador’dan bağ arasına sıkışan türküsü Mozart senfonisi bahar kraliçesi ve diğerleri kıskanır Gülece’ nin gülüşlerini gözlerini...
Gülece’nin belikleri boncuklu alnı tomurcuk pınarbaşı günlük yolu çarıkları tozlu çitlerden atlar çocukluk düşleri harman yeri hayat savruğu yüzü bayram sandı giyince gelinliği yeni urbayla yeni evi de evcilikti nerden bilirdi başlık parasına ihtiyar bir tende çürüyeceğini!
bıyıkları terlememiş yavuklusunu özledi Gülece hazanda hazırlanan büyüttüğü koyunun yünleriydi yorganına döktüğü gece yaşları duvar halısıyla dertleşti motifledi bahtını kök boyalarla hiç çıkmadı çocuk gelinin ellerindeki elem renkleri çıkıp gitse özlediğine kan rengi olurdu çemberi Gülece bu hangi dava! hayatın nerede? nereye serildi kaderinin kilimi!
zamanı koynunda büyüttü ve boy boy güllerini saçları eğrildi gelin teli gümüşi yüzünde kıvrılarak inen çizgilerdi köyün deresi dağlardan pek yüreği gözleri Dale’nin zümrüt yeşili sesi yanık Mozart senfonisi...
... (ne alaka köylü güzeli ne Mozart’ı ne Dale’si ne şiiri nereden bilsin Gülece bunlar yazanın cehaleti) ...
görmeden gün yüzü akşamla kapandı Gülece koca bir ağıtta kaldı hayatın izleri soldu gül ece...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gülece... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gülece... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
çok güzel bir şiir okudum, teşekkür ederim. güleceyi merak ettim doğrusu,bilmediği için bu şiiri hiç, ağladımı bilenler kadar.yüzünden tebessümü eksildimi ,ikinci doğumda kan uğuşmazlığını anladımı ,bilmenin acı verdiğini ve berdelsiz bir dünya olduğunu.
O KADAR GÜZEL BİR KONU YAKALAMISSINIZKİ KUTLARIM... SİZİ BURDA DA GÖRMEK COK GÜZEL RADYO HASATTA ŞİİRLERİNİZİ OKUYORDUM AMA BUGUN BURDA TESADÜFEN BİR ŞAİRE YAPTIĞINIZ YORUMDA GÖRDÜM VE MUTLU OLDUM IŞIK OLUYOR ŞİİRLERİNİZ VE YORUMLARINIZ... ÇOK TŞK EDERİM SEVGİLER SAYGILAR..
"Gülece’nin belikleri boncuklu alnı tomurcuk pınarbaşı günlük yolu çarıkları tozlu çitlerden atlar çocukluk düşleri harman yeri hayat savruğu yüzü bayram sandı giyince gelinliği yeni urbayla yeni evi de evcilikti nerden bilirdi başlık parasına ihtiyar bir tende çürüyeceğini!"
Kilimsi hüznün, sükutumsu ağlamaklığına Anadolu'nun, Dolu dolu olmuş, dokunuluverse ağlayacak duygusallıkta, İnsanlığa asılmış perişanlığın dize getirilmesiydi...
zaten şiir üzerine çok hoş analiz ve sizin ardından yazdıklarınız yoruma yer bırakmamış.bize söz kalmamış..ben başka bir şey buldum burda.Hatta okurken gamzelerime gülücük oturmuştur.aynaya bakmadım..aynı göğün altında ayrı şairler aynı imgeleri eskitirler ayrı şeyleri anlatırken ya;
"gece açarken bağrını cesurca semaya "
Gömleğimden bir düğme daha açıp Rüzgarlar öpsün diye böğrümden
"çizilmemiş ovalardı gözleri Salvador’dan"
Gözlerine kırlangıçlar tünemiş Kaderi Salvador çizgisi sanıyor
"bağ arasına sıkışan türküsü Mozart senfonisi"
Bir kafeteryadan Mozart Meydanlardan hayat Sızmaktadır karanlığa kan gibi…
"ne alaka köylü güzeli ne Mozart’ı ne Dale’si ne şiiri nereden bilsin Gülece bunlar yazanın cehaleti"
ben iyi şiir okudum..bazen ısrarla gösterme arzusu ve anlatılan öykü şiirselliğe zarar verir burada o da yok..ustaca kotarılmış bir çalışma..ve aklımda kalan Gülece'nin hikayesiyle ayrılıyorum sayfanızdan saygılarımla
İroni:(eski yunanca eironeía) Söylenenin tam tersinin kastedildiği ifadedir. Söylenen ya da yapılan eylem, ciddi görüntüsü altında, karşıt söylenceyi ya da eylemi, çelişki noktasına çekmeyi hedefler.Mizahdan farkı olarak, ironi daha eleştirel yaklaşır. İroni mimik, jest ve tonlama ile söylemek istenenin altını, dolaylı çizer. Şiirde ironiyle verilen anlatım kullanılmıştır.
“Şiirin estetik malzemeleri sosyal gerçekçi şairlerin malzemelerini andırmasa da şairin kendi özgeliğiyle ortaya konulmuş, öznel bir stil yaklaşımı gösteriyor.”
Stil değil de şiirde üslup ya da tarz vardır. Ve her şair kendi tarzını oluşturur ki diğer sosyal gerçekçi şair açılımı nedir anlamakta zorlandım hayali şairler nasıl oluyor ya da?
Zaten diğer Edebiyat tarihine adını yazdıran şairlerle âşık atmak haddimize değil ve adlı sanlı şairlerin yazdıklarını yazmakta kopyacılık olur kanısıyla şiirimi kendi üslubumla işledim.
Her kadın şanslı değil yaşam koşullarında Gülece’ler hala var! Birimiz senfoniye, resim sergisine giderken diğerimiz ona sunulan hayatı yaşıyor ya da sunulanda ne kadar yaşam verilirse o var bahtında…
O yergi (…) içi, öz eleştiririydi…
Nasıl ki tanınmış bir müzisyen ya da ressam ve dünyaya, sanata mâl olmuşsa, hayranlık duyulan kişilerse, Gülece’nin köyündekilerde Gülece’nin sesinin güzelliğini yanık türkülerini bilir hayran olur… İnsan bulunduğu ortamda ki iyiyi bilir çünkü…
“sözünü ettiği doğaya aykırı düşen bir tezat çağrıştırması” ben bu sözle istediğimi aldım zaten teşekkürler. Olumsuz eleştiri en iyi eleştirdir.
Şiir söze dayanan bir sanat olduğu gibi çağın ve sosyal biliminde çizgisinde yürür. Şiir hiçbir zaman gerilemez, gerileyen toplumlardır. Şiir dile egemen olurken şiir dilin gizini ve gücünü de simgeler.
Bu yüzden şiir usun ve ruhun yarattığı sözcükleri harmanlayarak sunan, dünyamızın vazgeçilmez edebi ürünleri olmuştur.
Şair Mallarme’nin ressam Degas’ya dediği gibi, şiir, sözcüklerle yazılmaktadır. Sedat Ümran’ın yorumuyla büyük şiirler okuyucuları sarsandır, eğlendiren ve uyutan değil
Sonuç olarak o vurguyu yapmasaydım sıradan bir şiirde köy kızının hayat hikâyesi olacaktı…
Ben inanıyorum ki şu an bu şiiri okuyan bayanlar, beyler ya da okuyabilen kesim dersek buna daha doğru olacak ve belli lüksü yaşayan biz kadınların Gülece’den daha şanslı olduğumuzu anlata bilmekti…
Çağlar boyunca bütün edebiyat tarihçileri şiirin ne olduğunu tanımlamaya çalışmışlar ve çalışmaktadırlar. Fakat şiir tam olarak tamamlanamayıp kuramlara da oturtulamaz.
Salah Birsel’in düşüncesiyle ifade edecek olursak; şiiri hiçbir poetika ve estetik belirleyemez; sadece bayağı ve adiden uzak tutar.
Şiir anlağa değil, duyguya seslenir, kavranmaz yaşanır, yorumu çok doğrudur.
Açıklamanın yeterli olduğunu düşünerek ayrıca yorum yazan tüm şiir dostlarına teşekkürlerimi sunuyorum.
Özellikle Sevgili Ömer Nazmi’ye, öylesi ince detaylar yakalamış ki bu sebeple Etkin yorumdur sayfamda… Ve Sayglarımı her daim kazanan Hayrettin Yazıcı dostta şiirle bütünleşmiş ayrıca teşekkürler.
Toplumsal bir kaygıyı ve konuyu işleyen bir şiir. Metropol insanlarının uzak kaldığı ama sosoyal hayatımızın ve toplumsal yapımızın henüz reel gerçeklerinde yaşayan dramlardan bir kesiti fotoğraf karelerinde yansıtır gibi aktaran bir dökülüşü taşıyor.
Şiir, içeriğinin sorunlarına derinlemesine bir pd-rojektör tutmasa da hayatımızda hala bunnlar da var yaklaşımında bi,r serğileyiş sunuyor.
Şiirin estetik malzemeleri sosyal gerçekçi şairlerin malzemelerini andırmasa da şairin kendi özgeliğiyle ortaya kanulmuş, öznel bir stil yaklaşımı gösteriyor.
Şairin, mahalli sorunları anlatırken Salvador Dali- İspanyol ressam-, Mozart- Avusturyalı büyük müzisyen-, motifleri bu şiirin içinde kullanmasına açıkça bir anlam veremedim.
Sosyal konularımızı işleyen şiirlerde bu tip motiflerin montelenmesi aykırı bir süs olarak kalmaktadır.Ve şiirin sözünü ettiği doğaya aykırı düşen bir teztı çağrıştırması şaire puan kazandırmaz kanısındayım.
Şiir , içeriği, insancıllığı, sosyal yaralarımızın sancıyan ağrılarını teşhis etmesi bakımından duyarlı bir yüreğin sestellerinide tınılıyor, ama yukarıdaki sebeble şairi bu sosyal yaranın içinden alıp, İspanyol yapımı malikanenin cumbasından seyreden bir şaire dönüştürüveriyor.
bu gözlerin bırde bakmasını bilen bakışların sahıbıne, onun bu doğal halni fotoğraflayan ustaya ve de sen sevgili Neslihan bu kadar güzel anlattıgın ıcın Gülece yi tesekkür ediyorum
Malesefki yaşanılmasını istemedigimz bi olay tabi bu tür cahiliyetlikler ama işte sizler gibi bunu dizelerde anlatan eserlerinde yoguran insanlarla aşılacak bu tür davalar çok etkileyici kutlarım sevgiler(SELİN)
Gülece'ye baktım;dünyanın bütün renklerini omuzlamış yük diye..Gülece bayramlık gibi paketlenecek kadar güzel ne dersin? Bu şiirle bir şey daha farkettim;siz de sözcüklerle omuzlamışsınız ne çok şeyi..Bu çok zenginlik..Sustum ve şiire,dahası ben bu sayfaya vuruldum...Yürekten kutladım.Selam,saygı...
çok güzel bir şiir okudum, teşekkür ederim.
güleceyi merak ettim doğrusu,bilmediği için bu şiiri hiç, ağladımı bilenler kadar.yüzünden tebessümü eksildimi ,ikinci doğumda kan uğuşmazlığını anladımı ,bilmenin acı verdiğini ve berdelsiz bir dünya olduğunu.
saygılarımla.