Yitik - 133
valla ağşam garanınığı da çökdü-çöküyoru
bi yandan “ay aydınnığ” olsa da asıl meseleme taha eveli bi kere bile getmedim bu yolu arabalar durdu; bak ga(y)ri hinci haliyle enmiş de bulunduk eyi mi, erkekliğe de su sıçratmayon haa len hinci bu garannıkda nassı bulcan yolu ya Yazılıgaya, ya Analığızlı, ya Gövcellinin köpekleri, ya Tekkedenyüz mezerliği, asıl mesele de bu “gavır mezeri” “yatır var”ımış “şeytan alı-ğeder”imiş “ecinniler” mecinniler keşke tükürdüğümü yalamanın imkanı olsa bobası aldı ğetdi onu ucaraya gula(ğı)na bişiyler fısıldadı Şabanı ğandırdı beni başına sardı mezbur oldu; çocuk bennen galdı gerşi o benden tırakalı da nayetinde çocuk o da . abamın “yandan gayını” olcak çocu(ğu)na gövcelliye öte düşdük yola Şaban abey dutdu elimden arabalar yörüdü hemen Gundallıya do(ğ)ru biz de tarlaların arasından Gövcelliye aslında o da gızgılı emme fira beni tesella ediyo aklısıra “gorkma, yanında ben varın” file deyo da işin aslı esası valla kendi de gorkuyo goca ovanın yüzünde iki yol bilmez yeniyetme tam da cingenin garı boşadığı zaman işin aslı ödü sıdıyo, tir tir titreyyo elinden belli küt-küt yüreği yau nayet; da(h)a o da sabi sübyan bi çocuk iki dölüm getdik gedmedik ben bin pişman çocuğa da irezil olcaaz hiş başga gonuşmayoz ben içimden dova ediyon gavilleşmiş gibi o da dova ediyo senin ki elimi sımsıkı dutuyo goyvumayo ekinnere ğarşı birbirimize ters döndük çöğdürdük . derkene bi bakdık kiyne Gundannı’dan yandan bi tatar arabası şangır şungır edelek gelip geli(r) gecenin leylisinde etişelim deye yağladık dabannarı “heş değilise bizi Gövcelliye gadak bindiri” deye geçirdim içimden okarda Allah var ne yalan deyen çay’a gelip durdular, ba(ğı)rdılar; “Şabaaan Şabann!” meğerem bizim düğün arabasının biri dönmüş, Gövcelli Köprüsüymüş . meğerem bizi almaya gelmiş düğür boba! bizde bi sevinş, deme valla herkeşler gülüşdü nassı seğirtdik ordan at arabası ğeri döndü, bizi aldığı gibi fıldıradı.. do(ğ)ru Gundannı yol ayırdımı, herkeşler enmiş, bizi beklellerimiş dümbelekde bi yoyun havası varı(rı)na varmaz abam bana bi sarıldı habarı yok kimsenin gözlerimdeği yaşdan yengattan bi ağıt fığan taha, ne ebem umurumda ne ağıt-fığan etirafdan tangazaya alıyollar duyarmıyın len hiş Şabanınan işimiz iş “götü boklu bunnar” “gorkmuşlar” gülüşüyollar duyduysak da duymadık biz de erkekliğe toz gondurmadık . “iki köyün arası da sıra dağ ben nerden bilecen gardaşlarım sağ insan gardaşını etme mi marağ getme gardaş getme garannıklara beni gurbete ele yalnız yollama” . abacazım bi ağıt dutdurdu mu sanısın atlar bile a(ğ)ladı hiş kimsede “düğün ediyoru” “gelin alıyoru” havası ğalmadı . ‘-başga köyden gız alman’deye yemin-billah ediyon, tabi içimden kendi kendime başka köye gız verennerin anasını-avradını söğüyon-siğiyon alana da, satana da verdim gayarı, hemi de yedi ceddine en başda bobama! . abamın halleri bek zoruma getdi, bereket düğürbobadan yanna şanslı vakıt oldu gece yarısı herkeşin gözlerinden siğim siğim endi tekral bindik “daah” etdik bi tekerin sesi var gari hiş kimse “hu” demedi abamın görümcesi yanımıza ğeldi cığaralar sömürüldü yenitden sımkırmalar genizden emme herkeşler a(ğ)ladığını sakladı yardık getdik garannığı . |