Sevmek sızısıTebessüm ederek başlamak isterdim Önce seni sevmeye Sonra şiire... Yüzümde ki bu acılar mı? Senden Bu çizgiler mi? dünden Bu hüzün mü? Geçmişten, geçen günden Bir nebze Gülmek mi? Hepsi; toplasan toplasan bu günden ibaret Benim kalınca kalın duvarlarım Senin ise inceden inceye çizgilerin Ben senin için kalın duvarlarımı yıktım Sen ise benim için yüzünü bile kırıştırmadın! Bu muydu sevmek? ….. Dün ve gün Alnımda ar’ımın mührü Yüreğimde sevmek sızısı Kalemimde yorgun bir sevmek öyküsü Ruhumda bir yağmur serinliği varken Lanet okumak yakışmıyor dilime Dilimde takatsiz ninniler Tırnak uçlarımda sisli geceler Ekmeğimin buğusu alnımın teri Yazıklar olsun Olsun ki sevgi emektir diyenlere… Üşüyorum bazen Hem de üzülüyorum Saç boyamı takıntı edip Lanet ediyorum Senin katlettiğin körpe mevsimlerime Ve uzak dur diyorum dilime uzak dur Ama olmuyor, olamıyor Bir yağmur sesiyle irkilip uyanıyorum Masumiyetin en derin uykularından... Bazen Bir masal anlatasım Bazen bir şiir yazasım oluyor Yüzümde sınır tanımaz bir gülücük Ve az sonra göçük altında yüreğim Hani bir veciz söz var ya “Kulu kula muhtaç etmesin rabbim” Bunca siteme rağmen Hakkını helal et Sözcüğünü söylemek gelseydi içimden… Ve sen inansaydın Hak ve helallik sözlerinin gerçeğine… #hüzünlükent |