ÖYKÜNÜŞ SEVGİYE
Güzel mi var, güzel görebilmek mi mesele
En kuytusundaki hazine de olsa göremez El değmemiş bakirlikte cümbüşü sezemez En mülayim hale uzaksa ruhtaki o duruş Dil bilmez, konuşsa da asla güzel söylemez. Servetimin tümünü harcardırm uğruna Her ne yaptıksa bir arayış değil mi şu dünya Yüze aynsıyan neşe, gözdeki şu ışık olmasa Sevgiye biçilir mi bir değer, o eğilmez, dik Zerreleri bile ilham katandır onun, hazine Gerçekten sevebilen,sevilenle çekilir her çile... Şu ahengi katan ne varsa hayata dair Bize değmeden kazanmıyor anlamını Bizse ya hiçliyoruz onca emeği, vefasızca Yahut münferit mevzulardan kesiliyor yol setlerle Yürünesi olamıyor hayat nefsi çirkinliklerle. Hayatın içinde bir duruş olmalı ki saygın Gözler gülmeli, gönülller hep sevgiye yangın Hanilerinden yıkılmadık mı oncadır içindeyiz Pişmanlıklarla beslenmekten ederiz veryansın. Gölge olmadan birilerine bulmaktır güzeli Engelleri kaldırabilmek değil mi özde ironi Oysa çoktan yorgunuz biz, anlaşılamamaktan Kafamızdaki gürültünün nedeni de odur İnsanlar mışlı takıntılarla soluyor günü, ayı Kaçıyor böyle olunca da elden onun resitali. Bizden ötekilere temas etmiyorsa onun rüzgarı Neye yarar onca hengameden sonra gelen baharı Vaylanmalar tüyleri diken diken etmedimi hep Terden sonra işitilenler gönle hakça bir edep. Ya yarına da uzanacak elle birlikte, açacak gül Yahutta kesilecek yolları onun yaşanansa zul Ne için varolduğunu bilmemekten düşülür çukura Varlığın anlamını kavrayanlarla gidilir her yola. Öykünülesi işler, kişilikler,eserler ne de çok Kanımca istikameti veren de zeytin dalından ok Düşmanlıkları, buğzu, dedikoduları atarsak Yeri gelir karın, buzun üstünde ölümüne yatarsak Esse de boranlar fısıltıdan ibaret olurlar bize Şu sevebilme arzusu var ya, en pahasız hediye. Oğuzhan KÜLTE |