İKİ KAPI
Mekâna da ana da değer katandı o
Yahut yaşatandı elemi istemesek de bize Her nerede olursak olalım kuşatıyordu Bizleri sürükleyendi uğruna kendi ekseninde Ya hayra ivmeleniyordu açtırarak yüzde gülüşü Ya da dipten dibe sürüklüyordu dünü ve günü. İnsanlar bir kandırmaca halinden sıyrılmadıkça Ne kendilerine bakabildi aynasından vicdanın Ne de kendi olabildi içindeki keşmekeş hayatın. Nasıl veya niçinini sorgulamadan yürünen yollar Ve cevabı bilinemeyen onca karışık sorular Zihin düzleminden akmadıkça duyguların içine Hep bir eklenti gibiler hayatın çarkı feleğinde. Doğru yere bakabilmeyi, esaslı görebilmeyi Hüzne değil de sevinci hedefleyip ona yürümeyi, Ne varsa o çakramızın içinde onu yönetebilmeyi Velhasılı hayat denen düzleme rota çizmeyi İradesinde saklıyordu esasen, anlamak istemedi. Anlayanlar da oldu elbet bu gerçeği solurken Geç değildi yarına daha anlamlı bakabilmek İki kapısı vardı hayatın biri karaya çalan Ve diğeri de güne eşti, hayallere de değen Biz aydınlanmadan yana olanı seçtik, ışıdı gün O günün ışığında hayat bayramdır ve düğün. Ve diyoruz ki şu maneviyat ikliminin serpiştirdiği İçimizdeki türlü güzelliklerin coşkuyla depreştiği Dünlerden daha bir güzel bakabilmeyi öğrendiğimiz Koskoca yılda yalnızca iki kez büründüğümüz O hayati ruhaniyete niçin ederiz gün sonunda veda Oysa o duygularla taşıyabilirdik anlamını huzurun Kardeşliğin pekiştiği anları yayardık bütün seneye. Birisi açıldı bu kapıların bütünce karanlığa Diğeri sırça kapından doğurdu ışığı olanca Karanlığın içinde bitiverdi birinde umuttan ne varsa Işık verdi hayata diğeri sevgi, umut bir başka. Bence her tebessümde kokmaktaydı bayram, Her güzel bakışta, dokunuştaydı o içten içe Niçin erteleyelim onu koskoca ayların ardına bilemem Ömre anlam katan heyecanları içimde bitiremem Her gün bayram sevincinde saklıdır biliyorum Ve cümlesine insanlığın bayram hazzında yaşanılan Esenlikler dolu doyumsuz güzellikleri diliyorum. Oğuzhan KÜLTE |
Sözlerini beğeni ile okudum,
İlahmın daim olması temennisi ile,
Esenlikler dilerim.