Yitik - 53“ha şeytanımın aklına ğelse ya bi aklımın ucundan geşse ya, höyle netçemi, nere ğetçemi bilemedim valla yauu, Hasan Abey atın gıçına, acarından bi şaplak taha vurdu, altımızdahı at nası(l) şahlandı hu duvardahı halıdahı at gibi dörtnala ğakdı hemi de nassı(l)? hö(y)le şimşek ğibi, (y)ıldırım fızıyna guca(ğı)mdahı Teslime, ğuş ğibi goca ğoca açıldı ğözleri mezbur, boynuma yapışdı at gemi azıya aldı, gopuduk.. gopuduk; dörtnala sürdüm Tülüyurduna.. ordanda Goruya gaybolduk . insan bi tefa, gusur işleserse ondan sonura her şey tersine ben netçen ben hinci nere ğetcen, n’olcak gari ya(ğ)mırdan gaçarkana toluya sonuratdan ö(ğ)rendim ga(ri) taha Teslime onüçündeymiş meğerem taha önşe hiş ata binmemiş-imiş bi nevi “ana guzusu” elime ğeşse Hasan a(g)nın yakasına yapışcan ben o yaşda çocuk mu avıdacan . hele de hele dezemin çığrınması o(ğ)lan gardaşının bakışı Teslimenin gözlerinde bi gorku! o hali hâlâ gözlerimin öğünde durup-duru(r) neyse; bizköye u(ğ)ramadan Gökdere’den, Bulca’ya Yanbunarda endirdim atdan, yüzünü yüdürdüm ata bindim, ardıma bakmadan, Beldeciğe öte sürdüm Kokaroluk bayırından aşşa, duralakdakdan bakdım “yazzıık” nere ğetdiğini bilmeden, gelip-ğeli(r) peşimden bekledim, durdu bekledi ğelmedi, atdan endim, geriye yanına vardım gorkdu netçeni bilemedi ürkek, haklı çekinti etdi galdırdım atın terkisine atdım guş gibi, oldukça yeyni, görpe, yuka narasın garı olcaklayın file deği(l) yeminnen böbeğidi taha hele de hele o gorkusu geşmedi ğetdi . sabi sübyan çocuğudu ne gız gaçırmış ğibi oldum ne de bi helecan duydum ne de yavıklım gibi guca(ğı)ma alabildim, yuvadan düşmüş guş yavrısı ğibiydi ne anama götürebilidim ne silkeleyvirip ğaçabilidim ne de atabildim guca(ğı)mdan.. kelimenin tam manasıynan “ana-ğuzusu”ydu . ne aylarca sarıp sarmalayabildim.. ne de bu bişiy dedi, ne de bişiy etdi, ne de ben! geldi ğeşdi bişiy demedim, ne burağabilidim, ne almadan gedebilidim kelp olayın, olan-biten bu!.... esgiden bi derdim marıdı hinci, bin oldu havaslığım file bitti-ğetdi! ne de bi dediğimi ikiletdi ıhıcıkı kendi, çekinmesin yalanısa, yalan desin, aklıma başga bişiycikler geşdiyse namerdin . dereden, dereden Daşoluğa ordan Akbunara, ahbaplara ğetmeğ uçu(n) Tokmacığa, do(ğ)ru ensemde küheylan gibi harıl-harıl soluyodu vizdanım sızıladı; aklıma ğeldi, endim su işdim, avıcımınan buna da su içirdim, ne su isdedi, ne verdiğimi raddetdi . sonura caydım, Tokmacıkdan, sürdüm Akdışara Tafik Ağadan, olmadı Hacılardan azzığ isdeycen yohut da bizi hıfzedin üş-beş gün deycen deyemedim geşdim, sürdüm Celepdaşa Celepdaş’ı zati bilmen bilirin de sürdük çıkardık Çataldepeden Gırınbaşında daş gomadık Süleymen emmiynen bunnara yumbarlaya yumbarlaya satdılar gaşdılar şeremetimizden . Döndüm gerisin ğeri Tokmacığa, Allah var hiş bi gapıyı çalamadım kimmseciklere “halim hu” deyemedim hiş bi esgi dost galmadığını yaşadım candırmaya ihbar etceklerinden de eminin Hüyüklü Ovasından, Bağıllı tarafına ver elini, Çaltı, Köke, Yenice, Akdağ’a Akçovadan Garamıklıdaşa, ordan Gızılgayaya kimise yapan-yapdıran Allah gatın gatın ırazı ossun ondan ğari Gumluğedikdehi tola sür sür sür kaş köy geşcen, nereye ğadak öyle ya eyi de ben bu çocuğu netcen nayeti i(n)san evladı, biz gaçırdık emme, çocuk taha! sanki o beni gaçırmış gibi suşlu yaz da olsa dağın başında ğecenin ayazı, bi köşeye gırıtmış, gözlerini goca ğoca aşmış yere bakıp-duru(r) gorkuş! gakdım ordan iki çalı alafladım ben u(ğ)raşırkana bu; uyumuş, gıyamadım hey Allahım ya! olcak şey de(ğil) valla ceremesi ödenmez bu günahın, olu(r)da bu ğadak olmaz gılavızı garga olanın gıdağı bokdan gurtulmaz ; . |