-Kristal Vazo,Biblolar ve İdam Yaftası-
Yıkıldı tunçtan heyulam
Heybetli çınarların gölgesinde Miladı kırıldı aşina aynaların Dembeste bir çığlığa hapsolunan zaaflarda. Tarihe tanıklık eden besim çocukların İşaret parmaklarına takıldı Bir avuç dolusu tedirgin kabuslarım. Hayatın diri göğüslerine Ayrık otu gibi sarılan hırpani dokunuşlarımı Şuh bir kadının kahkaha aralıklarına sığdırdım. Gerilmiş bir yayın ortasına tuttuğum yüzümde İçimde ölen son uygarlığın resmini gördüm Ki her uygarlık izini sürer esrik çiğdemlerin. Hadi sen söyle Beni ne kadar azad eder şimdi giyotin Günahlarımdan alnıma çaldığım her bir kırışık İhbar edilmiş yepyeni bir cinayetimdir benim. Dokunduğum kristal vazolardan Okyanus gözlü biblolar saçtım tarihin dölyatağına Ağrıdı kaburgalarım. Söyle onlara Bunu bilmesin işaret çocukları Her ırmak akacak bir yatak bulur elbet onu da söyle. Solgun bir aşk tutanağından artakalan Kınına sığmayan sözler düşerken gözlerimin izdüşümüne. Azığım az,uzun yolum Kendi idam yaftamı kendim beğendim Bilirim her ayrılığım sana ilticadır benim. |