Siyah ve Kızıl
İçimdeki en öksüz çocuğu da öldürerek,
Böyle girift, Böyle bi-çare bıraktın beni. Sürgün ülkelerin Kim bilir hangi sürgün şehrinde Hangi histerik gözlere değdi Ihlamur gözlerin. Hangi sana yakışmayan ellerde Soldu gitti bembeyaz tenin Şimdi ben Yani doğunun, Yani güneşin, Yani senin çocuğun. Hangi kadına baksam Sen çıkıyorsun karşıma. Şu boğuk Şu ‘tok olmayan’ lehçemle, Yüzüme rençber edası, Dilime kara kavruk kelimeler seçtim Bir adı sen olmayan yarınlara dair. Aşkın ısırganımsı bir yanı var benim için Fildişi kulelerle örülen. Dört kenarı raptiyelerle tutturulan Solgun bir resimdir, Hayat diye tanımlanan. Hayat nedir? Ya da Hangi insan Hayatını tutsak bir prizmadan seyredebilir? Göğsümde binlerce yılın ürperten uğultusu, Uğultular hangi ölüyü canlandırmaya yetebilir? Evet,benim sözlerim siyah ve kızıl, Aşk ve şehvet barındırıyor biraz da Senin saçların tıpkı.. *December is the hottest month Çünkü seni doğurgan bir aralık ayında tanıdım. Kefensiz bir ceset kadar Oturmuyor bana böyle bir hayat. Ay kırıkları yüzümü parçaladı da Rüyalarımdan UYANDIM... *Aralık en sıcak aydır. |