Bazı şiirler vardır ki yalnızca kelimelerden değil, harflerin arasına sıkışmış çığlıklardan, sustuklarından, hatta gözyaşlarının kimyasından dokunur satırla

Sevgili Dostum Süleyman Toprak'ın bu muhteşem eseri “Gül-ra” şiiri de bu türden metinlerle doludur.

Bir aşkın, bir özlemin, bir ruhsal devinimin isyanı gibi okurun içine işleyen, her dizesinde başka bir acının, başka bir güzelliğin izini süren bir şiirdir bu.

Dizeleriyle hem görsel hem de duygusal düzeyde çok güçlü bir tasvir ortaya koyuyor sevgili Toprağım.

Masallar, orkideler, kurt ulumaları, uçurtmalar ve simurglar gibi masalsı ve mitolojik unsurlar, şiirin düşsel zeminini daha güçlendiriyor.
Sevgili Toprağın düşünce dünyası çocukların masallarına sahip çıkarken, bir yandan da ruhuna saldıran “binlerce kadının istilası” gibi imgelerle kalabalık, karmaşık ve bir o kadar da hüzünlü bir iç dünya inşa ediyor.

Şiirin merkezinde Gül-ra adında bir kadın karakter var.
Şiirin en temel izleği, "Gül-ra" adlı kadına duyulan yoğun ve kırılgan bir aşk hikayesidir.
Fakat bu karakter bir kişiden çok daha fazlasını temsil ediyor.
Gül-ra, fiziksel bir varlık olmaktan öte bir anı, bir hissetme
ve bir yaşama biçimidir.
Bir özlem, bir arzu, bir hayal ya da bir kaybın figürü Gül-ra'ya yöneltilen duygu, sadece bir kadına duyulan aşk değil, aynı zamanda bir dönemin, bir masalın ya da yitirilen bir masumiyetin özlemidir.


Aşkın nasıl bir aidiyete dönüştüğünü; bir şehrin, bir sokak dokusunun bile sevilen üzerinden nasıl da yeniden inşa edildiğini gösterir şiir.

Şiir boyunca hissedilen temel duygu hüzündür.
Fakat bu hüzün pasif ya da umutsuz bir duygu değildir.
Aksine, içinde taşıdığı isyanla, coşkuyla, hatta yer yer öfkeyle harmanlanmış bir hüzündür.
Kırılganlığın bile içinde bir direniş var.

Bu evrende her kelime bir semboldür ve her sembol başka bir duygunun taşıyıcısıdır.

Gerçeklik bükülür, yeniden kurulur, şiir ise bu yeniden kurma sürecinde adeta yeni bir uygarlığın temellerini atar.
ve yeniden kurulur dağlar, yollar, duvarlar aşarak
yeniden dikilir bayrağı sevdanın gül yüzünün surlarında Gül-ra'nın.

Şiirin en dikkat çeken yönlerinden biri, son derece zengin bir imgelem dünyasına sahip olmasıdır.
Gerçekliğin ötesine taşan bu imge dünyası, okuru bilinç dışı düzlemlerde dolaştırır insanı.

Güçlü bir ritmik yapı ve melodik bir akış var.
Yer yer yinelemeler, iç ses uyumları ve anlam örüntüleri..
Dilin estetik imkânları sonuna kadar kullanılarak; aşkın, acının, umudun ve hayal kırıklığının iç içe geçirildiği bir duygu atlası oluşturulmuş.

Gül-ra’nın adı bir şehir olur,
bir çağrıdır, bir uygarlığın enkazında hâlâ yanmakta olan bir özlemdir. Ve biz bu şiirle birlikte, o özlemin külleri arasında bir masal ararız ıslanmasın diye ürkek çocukların.

Eyvallah sevgili arkadaşıma.
En içten tebrikler.

Tebrik ederim
Beğenerek okudum
Kalemine yüreğine sağlık

Ne ihtişamlı şiir aşkla sevgiliye.

Hürmetle selâmlar şairim

hoş geldiniz ...Süleyman bey...

muhteşem bir şiir ve şahane bir yorum eşliğinde...

şiir okumanın dinlemenin doygunluğunda....

özlemiştik değerli kaleminizin güzelliğini....




tebrikler

sevgiyle hep