pardesüzlükten beri
gönderime
omuz silken ahengi daktilo ediyor şiir müdürü bu ölü bakışı anımsıyorum heves kırıcı tekme tokat arbede gibi şeylerin ciddiyeti karşısında sanki kanona atanan memur aynı saatte mesai bitti diye hiç ediyor kavgayı sonra uyudum yaşamın kuvars uçları rüyamın çölünde soluk boruma uygundu ciğerim ak mı kara mı? devam eden organların bazısında günaha imreniyor renk suyu göster susuz bırak geçen gün ak dedikçe duygumun yokluğunda o göle ulaşamadan dibinde boğulmuş su eğlenceli doğru yatarak büyüyen dağ hapşuran ebegümeci yılgınlığı icabı yükselir doğa ova belim diye inler verimli topraklar ağır gezegen başına bir kütürdetme seansı pskiyatr koltuğuna yeni bir ozan tekrarlıyor şunu, ne çabuk öğlen oldu eli zayıf şikayetin kiilitledi geriyi söz güçlü boşu boşunalık seyreltse de ister istemez pardesüzlükten beri hanilik mümkün |
Suyu göster susuz bırak
Ne kadar dokundu bana halbuki ben hiçbir şeye aldirmayacaktim.
Ve sana sana rağmen diyecektim ki...
Belki de siirdeki ben'e diyecektim ki:
Üzülme
Belki hayatın en önemsiz yanlarını törpuleyip getirdim sana.
belki gün doğumundan ziyade tam ortalamışken hayatı orada durdum kış güneşi gibi ısıtmak için içini, bir bardak çay olabilirsem dedim soğuk bir günü bir nebze ısıtmak için
Eski gümrah bahçeler değildi derdim tek bir ağacın altında sırtımızı yaslayıp ona. güvenebilmek dünya ehline ve sana
Sen üzülme diyeydi bu telaş bu nefes nefese kalış .
Üzülme sen, ben senin yerine de üzülmüştüm peşinen.
Selam
Jüli d tarafından 12/3/2022 12:00:19 AM zamanında düzenlenmiştir.