PUSLU BİR ANKARA AYAZINDAN
PUSLU BİR ANKARA AYAZINDAN
“Kırkında bi aşk çıka geldi!” diye Kulağıma fısıldadığın bir şiirin Dizesinden çıktım yola. Puslu bir Ankara ayazından Yazıyorum bu satırları sana… Dışarısı dudakları çatlatan zemheri, içeride yüreğimi kavuran o yanan ateşi.. Kaçmak isterken senden, Her defasında inatla zorlayan sen Yüreğimde açılan o küçük boşluktan İçime yerleşip kendine esir ettin beni... Sen her akşam bir Ege kasabasında Radyonun başında; Kırmızı şarabını yudumlayıp Beni düşlerken; Ben taze demlenmiş çayımı yudumlardım Başkentin bir semtinde, Penceremden yansıyan ayın gölgesindeki senle… Aynı gökyüzü altında Ayrı kentlerde ama aynı şarkıda Bulurduk kendimizi.. Çalan her şarkının içinde Kendimizi bulurken Hüzün kaplardı yüreğimizi… Ve sonra ardından O içinden hiç çıkamadığım İç savaşlar başlardı; Aklım, gönlüm ve yüreğim arasında… Günahların boynuna asardım Yüreğimde taşıdığım sana olan sevgimi... Sense inadına sevabını anlatırdın Sevmenin, sevilmenin, Oysa haram bi sevdaydı bu benim için… Ve hiç bir yera ait olamamanın gerçeği Çarpardı yüzüme bi tokat gibi.. Sense hayallerle gelirdin bir düş kurardın ve maviyi anlatırdın Sahte sevgilere inat… Geceyi gündüze katıp aş ederdik kendimize, Yüreğimizi bölüşürdük her gece yeniden... Gecenin en koyusunda Bir isyan başlardı yüreğimde Sesini bastırmaya çalışmak istesem de Bir çığlık kopardı yüreğimde, sen bilmezdin.. Derin iç çekişlerime gizlerdim seni ve çaresizliğimi.. Gecenin içinde; O çok sevdiğim sesine sığınırdım... Sen şiirler fısıldardın kulağıma.. Kimseler bilmezdi; Sesinle sarıp sarmalardın O korkak yüreğimi... Yüreğine sarılmak, Yüreğinle sarılmak Ne demek? Onu anlatırdın bana geceler boyu... Küçük bir kız çocuğu misali hata yapmaktan korkarak yaşardım seni, Gölge düşmesin diye üzerine titrerdim Sana dair her bir duygumun.. Uzayan gecelerde saatlerce Sana anlatırdım kendimi... Sen anla isterdim korkumu Ve yine sen söküp at içimden diye.. Sense kelimelerin gücüne sığınarak Uzun uzun anlatırdın Silip atardın o yersiz korkularımı… Umutlar ekerdin; Korku ektiğim çorak yüreğime.. Umuduna tutunan küçük bir kadın olurdum yine Yeniden yüreğime ektiğin filizle.... Senli gecelerin sonunda Sensizliğe bürünürdü her yer her şey oysa... Gece yerini yeni bir sabaha bırakırken İliklerime kadar hissederdim Sensizliğin soğukluğunu.... Yokluğunu yorgan yapıp çekilirdim Dört duvar arasındaki o yalnız köşeme.. . Sensizlikle oluşmuş Soğuk bir Ankara sabahında Senli düşlere uyanmak için Kapardım gözlerimi derin bir uykuya... Ve sen bir düş olup gelip düşerdin Özleminle kavrulan bu yüreğime... Derin Sevda |