HINCAHINÇBen bunca zaman hatalarımla büyüdüm, Dikiş tutmaz yaralarımın yangınında, Acılarımın üzerine bile bile yürüdüm, Dizlerimin kanadığı çınar altlarında, Binbir derde yokluğunda büründüm, Zerrece tamahım yok artık mutluluğa, Dönülmez akşamların kuytusunda süründüm, Yanılgılarım salıncakta hüzünlere boyalı, Yenilgilerim bu şehir kadar kalabalık, Hırçın yağmurlara mühürlü gece, Boş hanlarda tüm renklerim eskitilmiş, Sonbahara küskün nemli sardunyalarım... Gazoz kapağını tekmelediğimiz dünlerde, Küfelik olmuşuz daha içmeden, Ne çetrefilli bu sustuğum acı, Enkazlarda gece paramparça, Sırılsıklam sabahın ayazı, Şehir hummalı bir uykuda, Uzaklardan geciken trenin ıslığı, Saçaklarda biriken mevsimin avuntusu, Nazarlıklar takmalı tarumar heveslere, Her limanda bi sığıntı oldum, Hep yadırgadım yerimi yanında, Devrilsin boyu posu be yalnızlığın, Arap sabunuyla çitilenmiş bedenimde, Hüviyeti meçhul yıllar matemi... Yarını çizmiştim oysa bugünden, Olur olmaz yerde kahkahalarım, Kirpiklerimde küllenen yangınım, Ruhuma sızan gece karası günahım, Deminde ayrılık vakti çayımın, Kağıttan gemilerimle yelken açtım, Sığmadı dualarıma soluk parıltın, Masum değil eteğimi çekiştiren sabrım, Solgun yapraklar sonbahara gebe, Dalgalara vuran uzak ninnilerde, Buruş buruş olmuş gençliğim, Fanustaki bi balık gibi göçebe, Yalın ayak emanetin kahrı kefede, Silkeledigim ceketimden düşen Abluka altındaki suretimle, Peşinden gidecek cesaretim yok artık, Yağmalanmış yeryüzü meydanında, Tepeleme mutluluklar biriktirecekken, Hıncahınç acıların hükmü sürer şimdi, Vaat edilen vuslatsız yarınlarda, Güzel olan her şey yarım kalırmış, Senin bende kaldığın gibi... |