Kelebekler uyanmadıbahar geldi kalın örtülü bir kıştan sonra sular sızdı dağlardan daha kelebekler uyanmadı anne bekliyor mor kokumlu sümbüller yeşeren ova, tepeler, günler hangi çoban çalacak da kavalını toplanacak bir araya aynı çadır altında yaşayanlar sürülerini özgürce salacaklar yazıya korkmadan kurda kuşa yem olmasından korku salmadan karanlık sabah yüzüyle güneşin güne girecek daha uyanmadı kelebekler anne yalpalıyorlar her uçuşta, dönüşte bir tel eksiliyor kanatlarından güzel müzikler duyulmuyor gökyüzünün sesi sonuna dek açık da örtüyor sesimizin üstünü oysa güzele yürüyor her notada bir yanlışlık var inan ki yer değiştirmiş gözümüzün önünde her şey düğün dernek yapacak günde değiliz başımızın içinde çalan davul karman çorman yapıyor öykümüzü korkuyor kelebekler şaşırıyor kanatları rengi çiçeği gönlümüz bulanıyor anne bu heyelan başka yağmurdan açıkta kalıyor evler bütün yalnızlığıyla açılıp örtülüyor kapılar girip çıkıyor insanlar kuşkuyla sorarak birbirine yarın nasıl bir gün olacak kim tırmalıyor üstünü güneşin kim eksiltiyor kanatlarını kelebeklerin neden kelebekler uyanmadı anne neden sürüyor bu kaçışlar kim sıkıyor üstlerine buz gibi soğuk suları neden kapalı bütün yollar geçit yok ütopyamızda bile o güzelim mavi yaza.. 10. 05. 2015 / Nazik Gülenay |