1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
325
Okunma

Severdi dostunu
Dostu çıkarsada pazara postunu
İyi niyetliydi
Saf degil
Safi idi duyguları, karışık değil
Hiç kimseyi memnun edemezdi
Kâfi degil ...
Hep kanardı
Tahta degildi
Ama tutunacak dalları gibi
Daim çıra gibi yanardı
Anardı yaradanı
Bunları mukaddes imtihana sayardı ...
Gurbetin karasına boyanalı iki yıl olmuştu
Hasret bir köz gibi dağlardı yüreğini
Yeter artık yeter dedi kendine
Biride bir binide bir şu yad ellerin
Dönmeliyim dedi
Gitmeliyim artık köyüme
Nede olsa
Elinden tutmamıştı gurbet cadısı
Neye elini atsa elinde kalmıştı
ALLAH büyüktür derdi
Sabret derdi
Sabret
Elindeki yoğu varı
Cebindeki son metelikle aldı güzel bir narı
Evde onu bekleyen sevdigine ,sevildigine
En sevdigi meyveydi ,
Vurdu atını sılanın yollarına
Dağlar aştı
Ovalar geçti
Geldi dayandı deli bir ırmağa
Bir azğın sulara baktı
Bir yükseklere
Şu tepeyi aştım mı tamam dedi kendine
Bir yol soluklanayım kıratım biraz su içsin
Gurbetin karasından sıyrılayım
Memleket kokayım
Irmağın suları , çarpsın yanan bağrıma
İçeyim suyundan kana kana
Herkesten dinlemişti bir masal nasılsa
Şimdi
Kime inana
Kime kana diye daldı uzaklara
Derken
Zalim bir nida ile kendine geldi
Heeey sen dedi hoyratça eşkiya reisi
Boşalt değerli neyin varsa yoksa
Yok bi kurtuluşun kaçarın
Eğer görünmez askerlerin yoksa
Bir an irkildi kendine geldi
Şaşkın şaşkın
Bir atım dedi ...
Bir canım ...
Birde heybede Narım ...
Hepsi bu kadar yoğum varım
Kıratımı alın rehvandır incitmez sizi
Ulaştırır dilediģiniz yere
İstemez dedi pervasızca ...
Size dedi o zaman yok bi sey kalmadı
Sonunda verecek bir canımdan başka ...
Heybeyi
Heybeyi ver dedi ,
Kıratın da senin olsun o pis canında
Attı elini heybesine soktu sanki sinesine
Sarmıştı narı
Sevdiginin ona verdigi işlemeli mendile
Bir eşkiya sürüsüne baktı
Bir yüreğine
Pekala dedi pekala
Tuttu kokladı uzun uzun
Öpüp fırlattı onu ırmağın sularına
Bakakaldı öylece arkasından
Giden sadece bir narmıydı daldı gözleri
Sonra
Sonra irkildi bir an
Kıratın acı kişnemeleri havalanan kuzgunlar
Sırtına girdi bir hançer
En hasından
En kahpesinden
Bir daha
Bir daha
Diz üstü yığıldı yere
Elinde mendil
Suda nar
Karşında yâr
Yanmadı canı
Kanlı dudaklarının kenarına
Kırmızı bir gülümse sızdı
Yuvarlanırken ırmağa
Kaybolup yitip gittiler
Oy havar
Oy havar
Irmak aldı onları bastı bağrına
Koydu kavuşamayanların yurduna
Daha bi köpürdü daha bi çağladı
Yardan saldı kendini
Hırçınlaştı
O da kendince ağladı
Serin bir rüzgar esti sonra
Köpük renkli bulutları taşıdı evine
İki damla yağmur düştü yarin yüzüne
Yanakları al al oldu
Başını kaldırdı baktı gökyüzüne
Gülümsedi
Yandı hasret nârına
İki damla gözyaşı kan oldu
Düştü kara toprağa.
Çırak Ça İbrahim Yetgindağ🌛
5.0
100% (1)