NAR
Severdi dostunu
Dostu çıkarsada pazara postunu İyi niyetliydi Saf degil Safi idi duyguları, karışık değil Hiç kimseyi memnun edemezdi Kâfi degil ... Hep kanardı Tahta degildi Ama tutunacak dalları gibi Daim çıra gibi yanardı Anardı yaradanı Bunları mukaddes imtihana sayardı ... Gurbetin karasına boyanalı iki yıl olmuştu Hasret bir köz gibi dağlardı yüreğini Yeter artık yeter dedi kendine Biride bir binide bir şu yad ellerin Dönmeliyim dedi Gitmeliyim artık köyüme Nede olsa Elinden tutmamıştı gurbet cadısı Neye elini atsa elinde kalmıştı ALLAH büyüktür derdi Sabret derdi Sabret Elindeki yoğu varı Cebindeki son metelikle aldı güzel bir narı Evde onu bekleyen sevdigine ,sevildigine En sevdigi meyveydi , Vurdu atını sılanın yollarına Dağlar aştı Ovalar geçti Geldi dayandı deli bir ırmağa Bir azğın sulara baktı Bir yükseklere Şu tepeyi aştım mı tamam dedi kendine Bir yol soluklanayım kıratım biraz su içsin Gurbetin karasından sıyrılayım Memleket kokayım Irmağın suları , çarpsın yanan bağrıma İçeyim suyundan kana kana Herkesten dinlemişti bir masal nasılsa Şimdi Kime inana Kime kana diye daldı uzaklara Derken Zalim bir nida ile kendine geldi Heeey sen dedi hoyratça eşkiya reisi Boşalt değerli neyin varsa yoksa Yok bi kurtuluşun kaçarın Eğer görünmez askerlerin yoksa Bir an irkildi kendine geldi Şaşkın şaşkın Bir atım dedi ... Bir canım ... Birde heybede Narım ... Hepsi bu kadar yoğum varım Kıratımı alın rehvandır incitmez sizi Ulaştırır dilediģiniz yere İstemez dedi pervasızca ... Size dedi o zaman yok bi sey kalmadı Sonunda verecek bir canımdan başka ... Heybeyi Heybeyi ver dedi , Kıratın da senin olsun o pis canında Attı elini heybesine soktu sanki sinesine Sarmıştı narı Sevdiginin ona verdigi işlemeli mendile Bir eşkiya sürüsüne baktı Bir yüreğine Pekala dedi pekala Tuttu kokladı uzun uzun Öpüp fırlattı onu ırmağın sularına Bakakaldı öylece arkasından Giden sadece bir narmıydı daldı gözleri Sonra Sonra irkildi bir an Kıratın acı kişnemeleri havalanan kuzgunlar Sırtına girdi bir hançer En hasından En kahpesinden Bir daha Bir daha Diz üstü yığıldı yere Elinde mendil Suda nar Karşında yâr Yanmadı canı Kanlı dudaklarının kenarına Kırmızı bir gülümse sızdı Yuvarlanırken ırmağa Kaybolup yitip gittiler Oy havar Oy havar Irmak aldı onları bastı bağrına Koydu kavuşamayanların yurduna Daha bi köpürdü daha bi çağladı Yardan saldı kendini Hırçınlaştı O da kendince ağladı Serin bir rüzgar esti sonra Köpük renkli bulutları taşıdı evine İki damla yağmur düştü yarin yüzüne Yanakları al al oldu Başını kaldırdı baktı gökyüzüne Gülümsedi Yandı hasret nârına İki damla gözyaşı kan oldu Düştü kara toprağa. Çırak Ça İbrahim Yetgindağ🌛 |
*** NAR *** şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...