ŞAİR KURBANDIR ASLINDA
Şair
Kurbandır aslında Şiir Sabıkalı bir Kasap Her gecesi bir arefe Her günü ayrı bir bayram Dayan yaman bir seyrandır ki Çifte kavrulmuş çeliklerinde Yum kırılgan gözlerini kayan yıldızlarda Aç bağrının yırtık delik deşik tenini Sök düğmelerini dikiş tutmaz özlemlerin Evvelin eksik bir vaktinde Şimdilerin gecikmiş Ölü zamanlı seçkin saatlerinde Kesilir bilekleri Kökünden sökülür dilekleri Dilekçeleri buruş buruş Silik alfabelerinde Yalancı hazanın hep açmak bilmez Sızılı dikenlerine mahkum Kızıl tomurcuklarında Şair kurbandır aslında ... Şair kurbandır aslında Bir cadının Kayıp çeyiz sandıklarında Saklı Kilitlerin Hapsinde şen baharların parmaklarında Gelmek bilmez kör kütük vââtlerinde Hepsinde Bilenen bıçakların sahtekâr yüzlerinde Işıl ışıl Çok uzağında hep Dram perdeli eteklerinde Vuslatın en acı seremonisinde Şair kurbandır aslında Bazı cazğır koroğrafisinde hayatın Bazı sukutun lâl dillerinde dağlı Eli kolu en keskinliğine bağlı Bazı ipi kaçık kördügümlerde esirliginde Bazı bir bebenin uzayan yanık ninnisinde İnce ince yayılan sisler içinde Göz göre göre Şair kurbandır aslında Bazı mazlumun silik ayak izlerinde Bazı bir ananın kerpiç duvarda çivili Ucu yanık siyah beyaz puslu resimlerinde Avutmaz Avunmaz Damla damla göz yaşlarında Düşer bazı Bazı kalkar kara düşlerden tek tek Tahta direkleri kirpiklerinden Toprak damda tutuklu dizlerinde Bazı uçarı çınar gölgeliklerinde Yetişemeden doya doya Koşarken dolu dizgin dört nala Şair kurbandır aslında Kırılır ayakları kıvılcımlarda Kırbaç kırbaç Kırbası yaralı yiğidin Dizelerde kesilir sesi soluğu Bazı her kelimesini kanıyla sular Gözyaşlarıyla yıkar bazı Asar Asar yüreğinde kancalarda Durular yalnızlıkları dar kuyularında Belki bir akşam vakti Şair kurbandır aslında Güneşin gömüldüğü solgun sularda Belki deli yağmurlarda en bocasında Belki korlar içinde üşüyen ıssız bir seherde Sahipsiz bir kentte Surlardan savrulan Bir çiğ damlasında yarin yanağında Şair kurbandır aslında Yana yana Bir lalenin tam kalbinde Orta yerinde Bir gülün Belki dökülü taşlarına dayalı kanlı kabrinde Bir papatya belki Yolunan her suçsuz yaprağında Bucaksız Kalplerin kuytuluklarında boy vermiş Bir kurbandır aslında Şair kurbandır aslında Şiir eli kanlı bir kasap Bir gelincik belki bükülen boynunda Belki yorğun pasaklı bir sabahta Yüzülen derimde yazılarında Yazgısınca Dağıtır dağılır lime lime etleri Alır herkes nasibini kendince İnce ince dokunur bir kilim gibi Rengarenk Şair bir kurbandır aslında Gök kuşaklarından kayar düşer Sıyrılır ömrünün her tikesinde Bir ölür bin dirilir Kaldırır başını vurur taşlara Kimi zaman tasalı bir kasa gibi Kapanır yüz üstü kapkara bulutlara Gözlerinde çakar şimşekler Devrilir hayatlar üstüne Kurtulur kirpiginden yıldırımlar Ummanlar devrilir tüm iklimlerine Sel olur akar bazı Bakar Bazı göklerde kartal kanadında Kanayan ruhuna Bir kelebek gibi edemez belki akşamı Bazı iner ârzın ateşperest kalbine Bazen bir deli olur Bazen veli Bakar Ateştir bazen yanar devri âlemince Denizlere batmış yıldızların gözlerinde Şair kurbandır aslında Yakamozlara kesik mehtabın bedeninde Kızıl ışığında suların kaynayan şavkında Şair kurbandır aslında Şiir ise bir cani katil Bitip tükenmez uzayıp giden Mısraların sokak aralarında Çıkmazların en tenhasında Belki senin kapında vurulur Belki onun Şair kurbandır aslında Pencerelerinden sızan korkularında Buram buram Loş lamba ışıklarında gerilir çarmıha Sessiz Sedasız Kimsesiz Sancılı bir gece vakti Şair kurbandır aslında Saçların gibi tutanın bahtına boyalı Uyuyan küskün gönüllerde Tel tel Kaşla göz arasında Her doğumunda Her vakti şiirinde bir şair ölür Kalple söz arasında akılsız bir deli başta Şair kurbandır aslında Kurban Kurbandır aslında Çırak Ça / İbrahim YETGİNDAĞ |
*** ŞAİR KURBANDIR ASLINDA *** şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı, içtenlikle KUTLUYORUM...