Olsaöyle bir şiire girsem ki şimdi bir çocuğun ayakkabısı delik olmasa yağmurda diğerinin karda giyeceği montu, gocuğu türkü söylemeyi unutmasa sokak sakinleri müzik sesi gelse geçerken engebeli yoldan gül kokusu duyulsa yan bahçeden herkesin yüzü gülse bir çiçek açsa çatlak duvarda şiirin yüzü dolunay gibi kocaman aydınlık elektrikler kesilse bile aydınlatsa yansıması pencere önündeki kadını ve adamı cümle sevgilerini ellerine toplasa gelse adam kadın bıraksa dündeki hüzünleri yeni bir sayfa açmış olsa baharla yaz en güzel umutları bırakıp gitmiş olsa ekim ekilmeye hazır toprakla beklese onu ekecek güçlü elleri geride dursa emeksiz geçinenler kimseye boyun eğmese toprak, el bir şiire girsem içinde sen olsan sevda sana vurgun, sen sevdaya İstanbul kadar genişlese ruhumuz taşıyıp sırtında onca yükü, yine yorulmasa geçmiş sevdaları katlayıp atsak bir kenara geçmiş acıları, aldatılmaları yeni bir dilek ağacımız olsa sen beni, ben seni dileyip assak ağaca o adalet isteyen, sağlık isteyenlerle birlikte ağaçta sallansa dileklerimiz dokunsalar birbirine rüzgârla.. 07. 10. 2017 / Nazik Gülenay |