Nerdesinuzaklaşamam sokağımdan kırık ayaklarıyla bana bakar alt kat pencerem bir yumru gelir boğazıma yerleşir hâdi saklambaç oynayalım der gülümsemeye çalışarak çocuk sevgilim gecenin ayazına karşı acı patlıcanı kırağı çalmaz Van Gogh sarısından daha acı sarılar giyinirim güneş yüzüme yakışır bugün konuşamadıklarımla sancılı acılar doğurur beni akşamın hüzünleri Ahmet Haşim’den sularda görünmez kamış gölgesi uzar geceler her hüzünde büyütürüm sevgini her adımına bir keder eklediğinde aşkın karanlık gecelerde mum yakarım yoksul düşlerim ısınır görür müsün bilmem bir teselli ararsın Gencebay’dan babana yüklersin sancılı havaları küçücük bir çocuksun hâlâ parmağından bilye kaydıran camii minaresine asılır kocaman bir ay önde kavak ağaçları balkonda ben uzasın isterim seni düşündüğüm geceler çeker sündürürüm iki ucundan bir sergi gibi yayarım sensiz günlere kaç kez açıp solar yeni yıl çiçeği kaç kez dilim damağıma yapışır sana susamaktan kulağımda çınlar uzaklardan Selda’nın sesi - şu garip halimden bilen işveli Nazlı’m neredesin sen? nerdesin? nerde? 04. 02. 2013 / Nazik Gülenay |