Vurdum Duymazlığımıza Park Edecek Kargalar,
Gün daralır,
yere geç iner çığ, Benim gönlüm virane baykuşlara ikametgah Olur mu bilmem her eylül sonrası Vurdum duymazlığımıza park eden kargalarda. Çıkagelir, Bir sabah uyanırım, Akşamdan kalma kuşlar, Dökülür kirpiklerimin ucundan, uzanır cennetten bir salkım üzüm alır Cebrail, Verir Hasan, Hüseyin’e, Veyl olsun Kerbela sahiplerine, Veyl olsun Hasan Hüseyin’e kıyanlara, Antikorsuz bir çağ dolaşır, Kabilin baltasında tepemize düşen kanda Ve Habil’in soyundan gelenlere, kanlı gömlek, Yakup’un koklamaya kıyamadığı, an gelir, Sancılar dökülür yüreğimize Bilal-i Habeş’in göğsüne bırakılan taştan, Altaylarda kopan fırtına, Mola vermez Estergon’da, Bir dağ başında vurulur firari türküler, Tabutluklara düşer genç ömrümüz, Bakışları en son uçurummuş gördüğümüz sevgilinin, Gidiyor musun, Bir veda bile etmeden, Elbiseni bile değiştirmeden, Öylece elbiselerinle gidiyorsun Huzuru mahşere, Git dostum, Ardına bile bakma, Üzülmüyoruz, Üstelik kıskanıyoruz da, Bir selamımızı ilet, Alemler sultanına, Bir selam ilet, Şehitler sultanına, Git, Geriye bakma, Ardındayız, Sıradayız, Bir avuç al cennet sularından, Uzatıver bize, Sizin için yanan yüreklerimize serpiştir, Hasretliğimizi gider, Dar ağaçlarında yaktık size gelen gemileri, Karanlığa yapıştırdık sizden aldığımız güneşleri, Ve boyunlarından vurup tüm eylülleri, Bir yafta asmalarına izin vermeden kara zindanlarda, Biraz daha barut, biraz daha fırtına biriktirip akasyalar gölgesinde, Kırmızı renkli yılları, eskitip dipsiz kuyularda prangaları, Yeniden vuracağız aşklara uzak diyarları, Bırakın mahcup bir eda ile kirpiklerimin üstünden Düşerse, düşsün dünya, Biz diyetini ödedik bitsin artık bu rüya,,, |
Kutlarım gerçekten.