20
Yorum
59
Beğeni
0,0
Puan
1456
Okunma
Gel derken
yanmaya hazır olunmayı bekler Lelia
çünkü
Havva’nın kadınlarındandır
Vazgeçilmezliği de
Adem’in cennet yalnızlığından...
Lelia
büyülü baloların melek yüzlüsü
Salına salına gezinir ceylan rengiyle
iştahlı bakışların simasında
ve unutur
kadınca yalnızlığın/ın ayazını
eti parçalanınca
Çakıl taşı kesikleri kalır şafak vakti
yağma sonu ayak ucunda...
Şair
yeni terlemiş bıyıklarınca
budala
Genç yaşının yeni yetme halleriyle
aşık
Bu yüzden
Lelia’nın gerdanından devşirdiği
en ölünesi merasimlerin
çıplak ayaklı sanığı
Kelimelerini damarlarından çıkarır
sökerek
kan kızılı cümleleriyle
Lelia’nın girdaplarında alır
soluğu
Lelia yağmalanmış uyanır her sabah
perdeleri kapalı mevsimsiz cemrelere
İçinde ağrılı kangrenler
ve yüzünde akşamdan kalma
boyası akmış maskelerle
Sahipsiz elleriyle yıkar yüzünü Lelia
Çoktan gem vurulmuş kadınlığında
yaralı uçurumların izi var
ve göğüs uçlarında eskimiş nice bahar...
Şair
pencere önlerinde
kırılmış filizlerini yeşertme telaşıyla
kalem ucu kadar öksüzdür
Sokağın gölgesinde
harflerine sarılmış halde
bekler
Ebedi mahkum olmaya razı
Lelia’nın düş yutan gözlerinde
Lelia
tenine yabancı aşkı
yüreğinin kıyılarında beklemekten yorgun
Naftalin kokulu
el sürülmemiş dişiliği
Derin kudsiyetler!
afarozlara çalmış ruhunu
ve karanlık odalarda
defalarca çekilmiş pimi
ama Lelia kadın
tüm dişlileri kırılsa da çarklarının
kadınsı bir dokunuşla yeşertmiş
kurak yazlarını hayatın/ın
Lelia kor ateş
yüzüne iliştirdiği umursamaz tavrı
ve dizginsiz hüzzam kahkahasıyla...
Şair
buruşturulmuş kağıt yalnızlığında
kırık masasının en ücra köşesinde
ölüm döşeğinde
Lelia’ya attığı her adımda
biraz daha uzaklaşan düşler kalır
zayıf parmaklarında
ki her biri alışıktır
kalem eziğiyle yatmaya
Şair
tüm gemilerini yakıp
Lelia’nın ismine zincirlenmiş
tecrübesiz yusufçuk
ateşe sevdalı
Her nefesinde yakılmayı bekler
Lelia’nın ellerinden...
…
Toprak kokan bir yağmurda
tedirgin silah sesleri
Jilet keskinliğinde derin bir ıssızlık
Damla damla ufalanmış şiirlerin koynunda
iki beden
bir mezarlık...
Hayat kanayan yanlarıyla suyla buluşur ve yine yola koyulur
sırtında kefenleriyle...
(Eskilerden)
Özgür Saraç/Râzı