KIYAMADIM
Gidersem geri dönmem diyip çekip gitmişti.
Açtığı o yarayı sarmaya kıyamadım. Sözde her şey rest çekip gidişiyle bitmişti. Döndü ve sebebini sormaya kıyamadım. Aşikâr hallerini okudum susuşunda. Ne de gürdü halbuki sesini kısışında. Yine beni suçlayıp nefretin kusuşunda, Yalanlarını sayıp kırmaya kıyamadım. Halbuki her anını bilirdim adım gibi. Ezber etmiş hafzalam olmaz muradım gibi. O da bitmiş, miadı dolmuş miadım gibi. Yorgun kalbin daha da yormaya kıyamadım. Söylemedim o yokken neleri çektiğimi. Bade diye yıllarca hasreti içtiğimi. Biçare, per perişan, nasıl vazgeçtiğimi, Anlatıp can evinden vurmaya kıyamadım. Hangi dağda kurt öldü demek geldi içimden. Ne değişmiş bendeki şekil, şemâl, biçimden. Kendi iradesiyle yaptığı o seçimden, Memnun değil fikrine varmaya kıyamadım. Mesut’um ne zor imiş hiç yok iken var olmak. Ne zor imiş alevken tekrar yanıp nar olmak. Zor imiş yar dilinde bitmez ahûzar olmak. Serap görürken hayal kurmaya kıyamadım. Mesut ALTUNKAYNAK |