BABA BANA ÖLÜMÜ ANLATSANA
Üşüyorum baba! Çok üşüyorum...
Yüreğim kutupların kumbarasında, Bedenim o kumbaranın etrafında tavafta... Baba, bana ölümü anlatsana. Anlat ki; bir başka gelmesin bana Sıçramak istemiyorum karşılaştığımda. Bilirsin, maviyi çok severim, Söyle ona, gelecekse mavi giyinip-kuşanıp gelsin bana. Baba, soluğuma bir baksana Sanki inzibatlar var karşımda Kesilse birden, toplayıp götürecekler en yakın tabura... Ne olur, beni hemen teslim etme onlara! Baba, elini ver bana Korkmuyorum ama; Sanki yedi kollu bir canavar oturdu başucuma. Haydi! Bir görünüver şuna... Üşüyorum, pencereyi kapatsana... Bırak, mahcup kalalım ılık rüzgarlara. Utancımıza perde olur sabah okunacak olan selâ. Baba, konuşsana, anlatsana ölümü bana. Sen susuyorsun ya; İşte o zaman korku yaklaşıyor bana... Gücünü kullanamadığın o çaresizliğinin karşısında Burnumun direği düşüyor senin omuzlarında... Baba, beni kucağına alsana. Çıkalım mı seninle cepheye düşmana kafa tutmaya...? Gücünü ver bana baba, yenilmeyelim bir avuç toprağa. Birlikte uçuralım zafer bayraklarını havaya... Baba, haydi! Maviye götür beni.. Sana anlatacaklarım var orada. Ama annem kalsın burada..., Bergamotlarım kaldı masada Kurutsun, tek tek ipliğe dizsin Her kış getirsin başucuma... Bak bu mavi kayık, beni bekliyor burada Birazdan açılacağım mavi sulara Baba, mavi baksana bana... Bırak ağlamayı, ben gidince ağla. Al bu bileti, Yarısını anneme ver, o saklar mutlaka. Bu arada; bir daha kimseye ölümü anlatma baba. Beceremiyorsun zaten, omuzların yıkılıyor ölünün kucağına... Sen iyisi mi; maviyi anlat soranlara.... Vakit tamam galiba baba. BABA! Beni mavi hatırla... 24.08.2022 |