Sen Yoksunluğu
İçimden ağlıyorum.
Çok içimden,içten… Sığınaklarımdan rutubetler dökülüyor ciğerlerime. Derya deniz sözlerden kaçıyorum feryat figan. Şuramdan kopuyor daha karşıya geçmeden elimi bırakan bir öfke. Şurama düşüyor yerinde duramayan sensizlik. Gözlerimde yanan yağmurların altında ıslanan çocukların çenesini bağlıyor içimde kimsesizlik. Sana uğramamış olmalı,uğrasa hissederdim, Uğrasa bende bitmiş olurdu,susmuş olurdu, Yok olurdu ortadan yüreğimi kahreden bu yırtıcı his. Bende biten sende başlardı. Tahammül edemezdin kulaklarından içine taşınan,hükmü tereddütsüz kılınmış acıya. Sorumlu tutardın uykunu bölen olur olmadık şeyleri,solundan asardın aşkı. Baltalardın seni karanlıkta bırakan ormanları. Bilmediğim bir dilde ezberliyorum karın boşluğuma sıkışan yokluğunu. Büyüyor,yaşını geçti bu sabah. Başını okşadım,ağladım biraz,kan çanağımdan taştı bir kaç damla. Bir kaç damla ile boğuldum. Bir kaç damla hatırına yaz bana,istersen ara,konuşma… Cevapsız bırakırım son aramanı, dönmem geri asla. Ama bileyim,bileyim senin için de kolay olmadığını, Ve hala alışmaya çalıştığını. Alışamadım anla! Tersinden okuyorum mantığıma yatan şeyleri. Ters ters bakıyorum aynada son ses kendini defalarca kandıran desteksiz yanılgıya. İşittiğim keşke bir gürültü olsa. Keşke biri çıksa balkondan bir anda,sessizlik istese, Susturucu dayasa boğazıma kadar. Zaten orada birikiyor bazı şeyler. Yutkunurken anlıyorum. Yutkunurken;çamura saplanmış kocaman bir tırı itiyorum. O kadar müşkül durumdayım… O kadar battım çıktım yani. Yani yokluğunun üzerime yıkılması gibi bir şey var buralarda… Anladım artık yoksun! Bunu heryerde,aklına estikçe bana tekrar tekrar hatırlatmanın insafından nasıl kaçabildiğini merak ediyorum. Çünkü bununla kalmıyor,çünkü bu kadar değil. Daha fazlasından kaçıyorum. Oturmuyor üzerime bu kadarı,yakıştıramıyorum kendime. Kulağını aç ve dinle, Yokluğunun çıkardığı ses ile ölümün arkasından kopan feryadın sesi ne kadar çok benziyor birbirine… Ara,saat kaç olursa olsun,iki elin kanda olsa ara. Konuşmayız,susarız uzun uzun.. Sonra sen kapatırsın yüzüme ilk önce, Belki öldüğünü duyarız ikimizden birinin az önce. |