TENEŞİRE DİKTİĞİM DİLİM
Bir sancıyı ikinci kez aynı yerden doğurunca
Adını bile koyamıyorsun... Cami avlusunda bulunan bir bebeğin, Bir adının olması gerektiğini bildiğin halde Adının ne olduğunu bilmemek gibi... Sen adını ne koyarsan koy Üzerine yakıştıramamak gibi... Kucağına alıp sahiplenmekten korkmak gibi. Korkuyorum anneciğim, Korkuyorum. Kulağına ölümün çanlarını fısıldayıp, Senin korkunu cesaretlendirirken; Azrail’i kapıda misafir gibi karşılamaktan korkuyorum. Gözünü sana doğrultup, Allah’ın emri ile isterken; Müsaademi bile beklemeden, Boynumu kıldan ince bırakıp, Seni benden koparıp gidecek biliyorum... Bu yüzden korkuyorum... Bir kimliğe oturmayan acının Belime bağlanan kuşağı düğümleniyor yüreğime, Düğüm sıkıştıkça; Boğazımda biriken kanlar kesiyor nefesimi Bilenmiş bir bıçak gibi, seri ve derin... Derine yerleşince alabildiğince kadim... Uzandığın yatağın mevsiminden midir, nedir? Bedenin bir ölümün adından da soğuk sanki; Üzerine bir hırka versem diner mi? Terliyorsun, buzulların kumunu alnından kusar gibi, Bir mendil sürsem tenine Oyasına kan değer mi? Nefesin, bir martının yuttuğunu Ağzından geri almak gibi, Sen alsan, ben vermesem Azrail kapıdan döner mi? Gün ağarır birazdan bütün ihtişamıyla, Işığı çağırırken seni bulutların siyahına Sakın korkma! Sen karanlığı kucağımda yudumla... Yıldızlar kucağına serildiği zaman, kaygı duyma! Bırak yorgunluğunu derin uykulara... Ben her gece okunmamış masallar bırakırım toprağına... Gidişine yılları sığdırabilen kalbim, Yangınını hiç söndüremez anneciğim. Bir tek; Zaman bana hak tanırsa,ona tutunabilir ellerim... Kanar yüreğim, susar teneşire diktiğim dilim, Her gün kefensiz gömülür toprağın yedi kat altına şu bedenim... Sadece selasını bekler alacağım son nefesim. Ben ruhumu gittiğin an zaten teslim etmiştim… BERNA KAYA 07.11.2022 |
Yine hüzün verdi mısralar.
Başarılar size şiir yolculuğunuzda.