Dal dal kırıldık
Ne sana sevda anlatacak sözüm
Ne de sana yalvaracak özüm kaldı Yanıp kavrulurken senin ateşinle Her sabah yeniden doğardım senin güneşinle. Ayrı alfabelerden yazıp Ayrı kitaplardan okusak da Sevdanın lisanı aynı sancısı ayrıydı Bazen sen sözcüklerinin namlusuna bir kurşun sürer Ve o kurşunla beni milyon kez vururdun Bilirdin sana kızsam da kıyamadığımı Bilirdin de Yinede zulmederdin Saçlarındaki ellerime Zamanla pazarlığımız vardı Ve tüm âlemler seni sevmelerime dardı En güzel dizeleri yazmak geçerken içimden Kalemimi kan tutar Hasretini katlederdim heceler boyu. Katıksızdı acılarım Sensiz olmaksa tuzlu yaraydı içimde Ve ben merhem diledikçe senden Sen yaramın tuzu üstüne tuz basardın yeniden Mahkûmuyduk yalanların yalancılıkların Bu günü konuşurken yarını düşünmezdik Ruhumuzu ortaya koyar Aşkımızı boğazlardık Bir sözcük için kendimizi yorar Ve seviyorum diyemezdik Şimdi değip geçerken yüreğimize sevdanın karası Sevdikçe açılır oldu aşkımızın açık yarası Ne kederimiz eksik şimdi öğünümüzde Ne de huzur bulabildik ince sızılı günümüzde İçimiz alev alev yanarken, Göz göz yaralarımız ılgıt ılgıt kanarken Biz suspus olur Gurur dağlarına tırmanırdık. Çağlayan nehirleri kurutur Aşk dolu şiirleri unuturduk Ve bilirdik yüreklerimizin ilacını Bilirdik de Yine de dal dal kırardık sevda ağacını Ne Sana sevdamı anlatacak sözüm Ve yollarını bekleyen gözüm kaldı. Son şarkı çalarken kulaklarımda Son çayımdır elimdeki Ve son yolculuğa meyilli ayaklarım Son kez taşırken yorgun bedenimi Sana kızıp kıyamasam da Gidiyorum artık senli bu şehirden Ve güvercinlerimi Ve yağmurlu günleri Ve senli dünlerimi Sana emanet ediyorum! __________Ömrüm Sana emanet ediyorum. #Hüzünlükent |
Sözü hatırlattın
"Sustukça yüreğimden,
Özledikçe gözlerimden akıyorsun…"
O dallar bir gün toparlanır dileğiyle.
Sevgiler.