Oysa Sen Hep Vardın Şehirde
Oysa sen hep vardın bu şehirde.
Yokluğunu haber verse de yağmurlar Sağanak, sağanak yağan sendin bu şehre. Sen olmasan dönmezdi çiçekler yüzünü güneşe Cemre düşmezdi toprağın rahmine. Dünyanın çekirdeğine kadar inen Kökleri olmazdı kavakların. -sen hep vardın bu şehirde- olmayan sadece gözlerindi üzerimde. Bak görüyor musun Güneş nasılda yıkıyor şehri Kundak bebeğin nazikliği ile Çok değil az bir zaman sonra Açar çilek ağaçları Yayılır odana, şekerin yakıcı kokusu Ve anlarsın her aynaya baktığında Sen hep vardın bu şehirde -olmayan yüzümü okşayan ellerindi sadece- Zaman yerde dönen topaç gibi Olduğu yerde sabitlenmeden dönüyor Yer, yer yüzünü bana döndürerek. Hızla geçiyor yıllar, ve teslim ediyor kendini Şubat’ın karamsar kollarına Perdeler açıldı, oyuncular sahnede İşte geldi 14 şubat Görüyorsun değil mi sana yazılan oyunları Ve seni benimsemeye çalışan figüranları -sen hep vardın bu şehirde- olmayan seni oynayacak bir aktristi sahnede Kulaklarımda çınlıyor halâ çığlıkların Bana ait olmayan tohumu salarken dışarı. Ve halâ içimde sızlıyor, Son telefonunda ağzından çıkan kelimelerin. - yardım et gideceğim bu şehirden yoksa- Oysa sen hep vardın bu şehirde Olmayan benim şehirlerinde... Leyl u Nehar |
saygılarımla...