VEBÂL
Bir türküden öğrendim iflah etmez diyordu,
İki seven gönülden aldığınız vebâli. Hiçe sayıp sözleri, hayalleri, düşleri, Yıkarak ellerinden aldığınız vebâli. Kimi yapmayın derken kimi susup ağlarmış. Kimi ak gelinliğe karaları bağlarmış. Can bildiği gözünü mil çekerek dağlarmış. Kan akan gözlerinden aldığınız vebâli. Sebep gösterir işte sebebim dediğini. Okumuşsa sebebi hep kendi bildiğini. Kim görmüş ki kanayan yüreğin güldüğünü? Anarken dillerinden aldığınız vebâli. Fidan iken eliyle budayan bağban gibi. Bezetir bayram günü kesilen kurban gibi. Boğazını sıkan şey kırk düğüm urgan gibi. Sıkarken hâllerinden aldığınız vebâli. Çıkıp gider bedeni kalır aklı mazide. Suç ne yazan kalemde ne yazılan yazıda. Bir ömür saklı kalır solundaki sızıda, Geçmeyen günlerinden aldığınız vebâli. Mesut’um iflah olmaz olmasın da hak varsa. Yalan dünya üstünde kara varsa ak varsa. Bin delili var olan mahşeri durak varsa. Koparıp güllerinden aldığınız vebâli. Mesut ALTUNKAYNAK "Bazı suçların Türk Ceza Kanunu’nda yeri yoktur. O suçların karşılığı vicdanlarda ve Mahkeme-i Kübra’dadır." |