TEZEK
Bana bak
Dev paralara sahip Kendini beğenmiş Yerden bitme Uzun boylu cüce Narsizmin boy aynasında Bakıp bakıp durduğun Pencerelerde Ruhun hasta Şimdi sen Süleymanın hazinelerine Sahip olsanda Karun kadar Her tarafından altın taşsa Koyacak yerin olmasada İnan Bir pul etmezsin gözümde İstemem Bozdurup bozdurup Seni Koymam bile Yamalı mintanımda Sendende havalı cebime ... Şimdi Bunları sana Kimse söylememiştir Çıksın aradan Bırak ulaklarını Herkes ekmeğinin peşinde Gözüme bak Yüzüne söylüyorum Aç kulaklarını İyice dinle beni Sarhoş gecenin Çizik teninde parlayan Patlayan Bir kaza kurşunu izlerinde İstemeden hayat bulan Yoksa o senmisin İsterik Günahkar cenin Ben var ya senin ... Hadi lan oradan Değilmisin Kalbin gibi Serin Söğüt gölgeliklerinde En avalında Geviş getire getire Bakarken Bir tren kavalında Yüksek lisans yapmış Manda yavrusu edasında Henüz olamamışken Bir parça insan daha Neyin peşindesin Aklının ucundan Bucağından bile geçmiyor Amma Kırmızı alevli şiltelerde Yerin hazır senin ... Bir balçıktan Yaratılmışken acizliğe Söyle bana ey hayvan Kime bu havan Kime bu fiyakan Bu cakan Dürüst ol Kim yer At terli Hayatın yalan Dünya cadısı Atmış zincirlerini boynuna Çakan bir şimşek gibi Gözleri ferli Baldırında patlayan Her kırbaçta Dolap beygiri gibi Dolan da dolan Git sende oyalan ... Kutulamamışsın İstemedin mi Hiç İstemedin ki Hâlâ Kibir halkaları takılı Burnunun ucunda Görmüyormusun Kurutmuş Keçi gibi İblis sağmış yüreğini Alçaklara sürğün Çatal dilli sürüngen seni Hiç düşündünmü Yuların kimin ellerinde Aciz benliğinde Tapındığın ilahın Zehirli bir akrep mi var Bir türlü Gitmez korkak ellerin Bekçiliğe mastırlı ürkek ömrünce Varamaz pinti ceplerine ... Karanlıkta Bir saman alevi ışığında Senin tek dünyan Ego mandırasında Önünde durup bakındıģın duvar Uçsuz bucaksız tundran ... Aç gözünü Zirvesinde sandığın Dağ eteklerinde Nefsinin meralarında Otlayan eey hayvan Hadi yaylan Yaylalarda İçtiğin ağu Yediğin zakkum Anladım ben Sürüsüne senide katmış Çobanın şeytan senin Ey haşer’i kene Suret’i kertenkele Dilinimi yuttun Hadi Söylesene Kimsin lan sen kim ... Seni zavallı Şimdi Karnındaki gübreyi alsalar Kabrine yetişemeden Cılız bir üfürükle uçar balonların Yalancı boya küplerine Düşsende Süslensende nafile İnsan toprak suretlerde Tevazü merdivenlerinden İndikçemi yükselir Yoksa Ateş gibi ğöklere Çıktıkçamı mı alçalır Nefsin ğözünü kör etmiş Kime söylüyorum be Aklın almaz Kafan kalın senin ... Küspende Bir işe yaramaz Kimin aklına gelir Aramaz kimseler seni Kaldırıp atarlar göz göre Kokuşmuş çöplüklere ... Başını kaldırda bir bak dağa Nesin Dünya cadısının koynunda Çığlık çığlığa İnorganik zirvelerde Kendinden geçerken Zevkli sefa içinde Gözlerin şaşı Vampir kalbine çakılı Gümüşten kazık gibi Parlıyor Gözlerin ışıl ışıl Sisli Sözlerin Bağırıyor Yırtıyor ortalığı En kahpe tonlarda Riyakar resimlerde Hep iki yüzlü Çırak Ça / İbrahim YETGİNDAĞ |