AZAT ET BENİBırak gideyim! İçime sığmayan yalnızlığımla, Mevsimsiz kıyılarımdan, Soğuktan çatlamış ellerimle, Üç günlük beyhude düşlerimden, Perde aralıklarından sızan, Yüz akı saydığım, Örselenmiş hatıralarımdan, Yalandan gülmelere kandım, Yalandan sevmelere.. Kırılan aynalarda alâmetifarikam, Perçinlenmiş vakitlerde yanık ağıtlarım, Son durakta sensizlik, Hadi azat et beni... Bırak seveyim! İncindiğinle kalsın gönlüm, Seğirecegi varsa seğirsin, Rezil rüsva zamanlarda, Yetim bir sevdaya göçen ömrüm, Kavanoz dipli bu dünyada, Ne adım kaldı ne de sanım.. Kavimler göçüne nazire yaparcasına, Usul usul baharı avuçlarcasına, Yalancı cennetler celladım, Titrek kanatlarımda can çekişen, Naftalin kokan kuduz mısralarım, Cinayet işlerken ardısıra, Şahitsiz ve zifire bulanmış kelimelerim, Hadi azat et beni... Bırak güleyim! Fırlamışken zembereği feleğin, Şöyle doya doya Istanbul’a karşı, Kulaklarımda hicran uğultusu olmadan, Oysa paramızın çıkışmadığı dostlara, Haysiyetimiz de yeterdi bi zamanlar, Varım yoğum artık, Yüzüme çalınan karalar, Uzun soluklu romanlar gibi Ne ara araya girdi aralar.. Hükmü kesilmiş suskunluklarda, Hep lambadaki cini bekledim, Üç dileğimi sorsun diye, Arda kalan umutlara gülümsedim, Her sabah tütün kokan gölgelerde, Bırak güleyim bu sefer, Bırak gideyim.. Hadi azat et beni, Hadi unut beni... |