Sınedeki sürahiye fitne dolmuş ey gönül Kin dağına otağ kurup kışlayandan uzak dur Nazargâh-ı ilahîye arsız olmuş "Bey" gönül Hoş gelene mezhep sorup dışlayandan uzak dur
Hayy’dan gelen haslet ile bezeyerek özünü Sebat eyle menzilinde ukbaya dik gözünü Bir besmele ya da selam yakışırken; sözünü İnat ile şerre karıp başlayandan uzak dur
Can yurduna kuş gönderen kafes kurmuş fanustan Lakin, bil ki tekin değil gezdiğimiz her bostan Nice veciz söz var iken Mevlana’dan, Yunus’tan Her kemini kine sarıp taşlayandan uzak dur
Bal tadında muhabbete bulaştıkça siyaset Bileniyor kör bıçaklar; yeni değil bu adet Kalp kırmayı günah bil sen, onarmayı ibadet Ar-adabı abes görüp boşlayandan uzak dur
Al sancağın sînesinde bulmuş iken ilacı Tefrikanın pençesine kaptırmışız; ne acı! Meyvesi her derde şifa sevgi denen ağacı Kin denilen diken ile aşlayandan uzak dur
Ne Acem ne Rum’dan öte, ne Halep’te, ne Çin’de Hayır ve şer, her ne varsa hepsi kalbin içinde Bir çakalı adam edip dar gününde geçin de Rüyasında bile hinlik düşleyenden uzak dur
Dünkü masum mülayimler dönmüş sinir küpüne Kim bilir kaç can kırık ki kan sızıyor dibine Yanaşmadan incele bir, bak dilinin tipine Yaftasıyla yola düşen, fişleyenden uzak dur
İnsanoğlu sanatkârdır gönül tezgâh söz desen Bir kilimi paspas eder incitecek söz desen Varsın kırsın mütecaviz; güzel, veciz söz de sen Kilimine kinden nakış işleyenden uzak dur
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
UZAK DUR ! şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
UZAK DUR ! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Çok güzeldi,çok çok acıklıydı, vatan sevgisi imandandır, sevgive iözlem vardı,Hakikat vardı, o güzel yüreğine sağlık Üstadım , ders vericiydi,akıcı anlamlı düşündürücüydü kutluyorum Dualarımla selamlarımla
"Dünkü masum mülayimler dönmüş sinir küpüne Kim bilir kaç can kırık ki kan sızıyor dibine Yanaşmadan incele bir, bak dilinin tipine Yaftasıyla yola düşen, fişleyenden uzak dur"
O yüce gönlünüzden muhteviyatı derin manalar ifade eden şahane bir şiir düşmüş sayfaya. Macit Hocam. Okumak keyifliydi.. İstifade ettik. Sağ olun var olun.
Maşallah diyerek söz başlayayım dedim öncelikle. Bu maşallah zannetmeyin şiire. Zaten şiirlerinizin hepsi maşallahı hak ediyor. Bu kez maşallah, noktalama işaretlerini azalttığınız için. İster kızın ister itiraz edin ister kabul etmeyin ben yine noktalama işaretlerinden bahsedeceğim.
Zarf-fiillerden (bağ-Fiil, bağ eylem, ulaç) -ip, (-ıp, -up, -üp), -arak (-erek), -madan (-meden), -maksızın (-meksizin), -dıkça (-dikçe, -tıkça, -tikçe), -ınca (-ince), -alı (-eli), -ken, -a ( ... -a ... -a), ... -r ... -maz ( ... -r ... -mez), -asıya (-esiye), -casına (-cesine) sonra virgül kullanılmaması gerekir.
O halde şiirde beş adet virgül fazlalığı var: 'kurup, sorup, karıp, sarıp, görüp,'
Bugün benim şiirime eklediğiniz dörtlük tam bir efsaneydi. Benim kıtalar sizin kıtanın yanında sönük kaldı. Biz de teşekkürler böyle yapılıyor:))
Kıymetli Üstadım,
Ragıp Paşa'nın dediği gibi: “Eğer maksud eserse mısra-ı besceste kâfidir.” Şiirinizde aşağıdaki dizeleri bu şiirin mısra-i bercestesi olarak seçtim.
'Al sancağın sinesinde bulmuş iken ilacı Tefrikanın pençesine kaptırmışız; ne acı!'
İnşallah bir gün bir mısra-i berceste kaleme almak bize de nasip olur temennisiyle Allah'a emanet olun.
Başta eleştirileriniz olmak üzere; verdiğiniz bilgiler, ilginiz ve teveccühünüz için çok teşekkür ederim Osman Hocam. Çok faydalandım haz aldım onur duydum.
Yorumlarda tat ve düzey arayanlar için ders niteliğindeydi.
Çok cesur bir adımdı sizin için. Teması ve sözcükler emin olun dağ gibi sapasağlam yerinde kaldı. Böyle usturuplu şiirleri okumak meziyet ister. Bu meziyete sahip olanlarsa zaten nerede nefes almaları gerektiğini çok iyi bilirler değerli üstadım.
Mısra-i berceste üzerinde biraz durmak isterim.
Meseldir gülşeni âlemde bir gülle bahar olmaz (İzzet Molla)
Su uyur düşman uyur hasta-i hicrân uyumaz (Şeyh Galip)
Olmayınca hasta kadrin bilmez âdem sıhhatin ( Fitnat Hanım)
Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi (Kanuni Sultan Süleyman)
Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir (Ziya Paşa)
Ziya Paşa, Tanzimat edebiyatının en fazla eser veren yazarlarındandır. Lakin hepimiz Ziya Paşayı bu mısra-i bercestesi ile tanırız.
Sizin aşağıdaki dizelerin bunlardan bir eksiği yok, aksine fazlası var.
Al sancağın sinesinde bulmuş iken ilacı Tefrikanın pençesine kaptırmışız ne acı (Mecit Aktürk)
Bu iki dize tek başına bir sayfayı, kitabınızın ara bölümleri olacaksa sayfanın tam orta yerini hak eden özellikte.
Vaktinde görmüş olsam da, sizi geç tanımanın üzüntüsü içindeyim Osman Hocam. Bu üzüntü noktalama işaretlerini kaybetmekten büyük... Çok daha büyük. 😃
Dizelerimin yüreğe dokunduğunu duymuştum da, dedektör işlevi gördüğünü yeni öğrendim. 😃
Yanıbaşımda altın madeni ocağı varken, muhannet meclisinde bakır dilenmişim bu güne kadar. 😃
Tebrik ederim;
Bugüne kadar noktalama ve inceltme işaretleri israfından beni kurtarmak bir tek size nasip oldu. 😃
Bunda, hakkını verdiğiniz hocalığın büyük etkisi var tabi. Öğretmenlere karşı saygımız sonsuzdur. Ne de olsa Nuh nebî devrinden kalma talebelerdeniz. 😃
Sizi fazla yorduğumun farkındayım tabi. Hakkınızı helal edin lütfen.
Paylaşımlar arasını uzatarak bu sorunu aşarız inşallah.
Meziyetlerinizin yanında bedestenin lafı mı olur?
O sizin bakış açınızın güzelliği.
Teşekkür ederim.
Avcumda kalan, artan noktalama işaretlerini buraya bırakıyorum Hocam. Bakın! Hiç bi tane bile kalmadı. 🙄😦😳
Muhteşem güzellikteki şiire ve olması gereken eleştirel yorumu için de Osman Akçay üstâdıma sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Sayesinde biz de bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. Yalnız benim noktalama işaretlerine önem verdiğim söylenemez, yanlış kullanmışsın diyeceklerine çok az kullanıyorum fazla kullanınca şiirin estetiğini bozabilir:)) sanki çok estetik şiir yazıyormuşum gibi.. Benim de şiire görsel anlamda uzun heceli olduğu için daha kolay okunması açısından dörtlük aralarının bir tık daha açılması daha iyi olacağını düşünüyorum. Sonsuz selam ve saygılarımla.
Dedim tenkid ğâlî, övgü beleştir
Dedi elbet bir sehv, vardır bir yerde
Dedim cehâletim, gözüme perde
Kalbi selam, muhabbet, dua, Mecit Bey Kardeşim