Susmasusma, konuş! şairliğin diz çöksün önünde anlat içine hapsettiğin kadını o başaklar gibi rüzgârla salınan çölü canlandıran ıslak tohum susma, söyle! vatan türküleri çağır kuşlar senden öğrensin özgürlüğü ses’in yakınlansın çığlığı unutulan dağlarında yurdun çıkar açığa gerçeği bağlı düğümünü çöz toz dumandan seçilmiyor aydın’lık kör edici ışıklar tutuluyor gözüne bu isli lâmbalardan gel kurtul senin sokakların değil mi? bu tomaların tuttuğu yollar tartaklanan insanlara hak değil söylediği sözün boğazına tıkılması tutsaklık, tutukluluk! istediğin bir yaşamlık toprağın ekinin, zeytinin, bağın, üzümün soluk almak içeride, dışarıda zincir takmadan kapına rahat etmek evinde kimse hak etmiyor sürüklenmeyi boynuna tasma takılmış köpek örneğin mahkeme kapısında kuma sokulmak istenen başını düşmanca tartaklanmayı çıkartınca açığa bu davalar hepimizin susma! susmak susmayı getirir ahraz bir toplum sancılanır ölümü olur yeni doğan çocukların konuş!.. 27. 03. 2015 / Nazik Gülünay |