Acı Nakarat
Bir pilav hikayen var senin
Saksı çiçeği, yaralı ağaç, kulak ısıran at Bunlardan geçtim Ekmeğini kazanmak deyimi açık bir hiledir Bir baksak şöyle Mahmuzlu nice gövdemiz var bilmediğimiz Bir çift çelik göze tutulmuşsun Akdeniz’de balıklar ağzından tutulur Manzaran ruhumda peklik yaratmakta Zincirini kes Püskülleri vaktin ileriye Sonra geriye doğru acıtır İşkence eder vurguları şarkının Sanki ilk planör uçuşumda Yoktunuz yazan bir ağaç kovuğuyum Kemikli bir sevda bizimkisi Ne zaman sorsam etini geçiyor yaşımız Neyse ki aklın sahte öpücükleri Afrika’ya mahsus eski deniz sözüdür Bizi mecburen Cebelitarık’a ekliyorlar Çünkü tekerrür gerçeği yasaklamakmış Yaşamdan sökülen bir ben miyim diye bakıyorum Seviyorum şu nakaratı Gidiyorum, insanlık kalmadı henüz |
İnsan hayatında pek çok şey tekrara düşüyor, evet. Boğazımızdan geçmediği de oluyor hayatın. Hayata karşı bu tavır yahut hayatın bize karşı bu tavrı gerçekten güçlendiriyor insanı. Şiirlerinde hem o kırgınlığı ve aynı zamanda o güçlü duruşu aynı anda var oluşu görebiliyorum.
Tüm acı ve üzüntüler uzak olsun hem şiirden hem Parlain’den.
Sevgi ve selamlarımla,